Kitaplardan Alıntılar

almıla

Perfume Lover
Katılım
23 Tem 2016
Mesajlar
1,928
“Her şey anlamını yitirmiş gibi.
İçimde kocaman bir boşluk var ve ben onu hiçbir şeyle dolduramıyorum.
Hiç bu kadar çaresiz hissetmemiştim kendimi.”

Başka bir yerde ve zamanda anlatsaydı bunları en azından sesimi çıkarmadan dinler, anlamaya çalışırdım. Ama zamanlama yanlıştı. Çünkü gazete okumuştum.
Ve ne zaman gazete okusam bir tür kafayı yemişler ülkesinde yaşadığımızı iliklerime kadar hissederdim. Kötü zamanda gelmişti yanıma. Gazete okumuştum.
Engel olamadığım bir öfkeyle, aynı gazetede aynı gün içinde olup biten olaylardan
bir buket hazırlayıp dedim ki!

'Çaresiz misin? Hadi ordan.
Çaresiz falan değilsin sen. Şımarıksın sadece.
Çaresizlik nedir gerçekte biliyor musun?
Kimdir biliyor musun aslında çaresiz?
800 lira maaş alıp 300 liralık gaz faturasını ödeyemediği için kendini asan babadır çaresiz.
Öpe koklaya askere uğurladığı oğlunun bayrağa sarılı tabutuna sarılıp aklını kaybeden annedir çaresiz.
On yaşından beri kendi evinde her gece tecavüze uğrayan ve daha fazla dayanamadığı için evden kaçmaya yeltendiğinin gecesi otogarda ‘namus’ cinayetine kurban giden kızdır çaresiz.
Koca dayağından bunalıp baba evine sığındığında babası ve abileri tarafından çocuklarının gözü önünde öldüresiye dövülen kadındır çaresiz.
Torunu yaşında çocuklara titrek elleriyle kağıt mendil satmaya çalışırken kalp krizi geçiren ve bir saat ambulans gelmesini bekledikten sonra ağzı köpürerek ölen seksen yaşındaki dededir çaresiz.
Çaresizmiş. Bi s..tir git başımdan.'

Utandı biraz. Sinirlendi de galiba. Ama pek belli etmedi. Sessizlik oldu bir süre.
Sonra dayanamayıp haline, ben bozdum yine sessizliği.

“Oğlum eve gider gitmez Kafka’nın ne kadar kitabı varsa kitaplığında en yakın geri dönüşüm kutusuna at.
Ya da benim bundan sonra gazete okumama izin verme!”
 

Scentless

Extrait de Parfum
Katılım
14 Nis 2017
Mesajlar
397
“Her şey anlamını yitirmiş gibi.
İçimde kocaman bir boşluk var ve ben onu hiçbir şeyle dolduramıyorum.
Hiç bu kadar çaresiz hissetmemiştim kendimi.”

Başka bir yerde ve zamanda anlatsaydı bunları en azından sesimi çıkarmadan dinler, anlamaya çalışırdım. Ama zamanlama yanlıştı. Çünkü gazete okumuştum.
Ve ne zaman gazete okusam bir tür kafayı yemişler ülkesinde yaşadığımızı iliklerime kadar hissederdim. Kötü zamanda gelmişti yanıma. Gazete okumuştum.
Engel olamadığım bir öfkeyle, aynı gazetede aynı gün içinde olup biten olaylardan
bir buket hazırlayıp dedim ki!

'Çaresiz misin? Hadi ordan.
Çaresiz falan değilsin sen. Şımarıksın sadece.
Çaresizlik nedir gerçekte biliyor musun?
Kimdir biliyor musun aslında çaresiz?
800 lira maaş alıp 300 liralık gaz faturasını ödeyemediği için kendini asan babadır çaresiz.
Öpe koklaya askere uğurladığı oğlunun bayrağa sarılı tabutuna sarılıp aklını kaybeden annedir çaresiz.
On yaşından beri kendi evinde her gece tecavüze uğrayan ve daha fazla dayanamadığı için evden kaçmaya yeltendiğinin gecesi otogarda ‘namus’ cinayetine kurban giden kızdır çaresiz.
Koca dayağından bunalıp baba evine sığındığında babası ve abileri tarafından çocuklarının gözü önünde öldüresiye dövülen kadındır çaresiz.
Torunu yaşında çocuklara titrek elleriyle kağıt mendil satmaya çalışırken kalp krizi geçiren ve bir saat ambulans gelmesini bekledikten sonra ağzı köpürerek ölen seksen yaşındaki dededir çaresiz.
Çaresizmiş. Bi s..tir git başımdan.'

Utandı biraz. Sinirlendi de galiba. Ama pek belli etmedi. Sessizlik oldu bir süre.
Sonra dayanamayıp haline, ben bozdum yine sessizliği.

“Oğlum eve gider gitmez Kafka’nın ne kadar kitabı varsa kitaplığında en yakın geri dönüşüm kutusuna at.
Ya da benim bundan sonra gazete okumama izin verme!”
Off off of... Tokat yedim resmen
 

almıla

Perfume Lover
Katılım
23 Tem 2016
Mesajlar
1,928
"Elveda" dedi çiçeğine.
Çiçekten bir karşılık gelmedi.
"Elveda" dedi bir kez daha.
Çiçek öksürdü, ama soğuk aldığından değildi öksürük.
"Saçmaladım" dedi sonunda küçük prense.
"Bağışla beni, mutlu olmaya çalış"
Küçük prens, çiçeğinin ona sitem etmemesine şaşırmış, elinde cam fanusla kalakalmıştı.
Bu sessiz tatlılığı anlayamıyordu.
"Tabii, seni çok seviyorum" diye konuştu çiçek.
''Bunu şimdiye dek sana belirtmemiş olmam benim hatam.
Aslında bu da önemli değil.
Ama sen... Sen de benim kadar aptalca davrandın.
Mutlu olmaya çalış...
 

Benan

Perfume Lover
Satış Onaylı
Katılım
24 Mar 2016
Mesajlar
1,315
Sorulan çoğaltarak yeniden bak hayata.
Sahiden yaşıyor musun?
Yoksa yalnızca dünyadan geçip gidiyor musun?

Gökyüzü Durağı, Umut Güner
 

almıla

Perfume Lover
Katılım
23 Tem 2016
Mesajlar
1,928
Belki kuşlara gidiyorum nereden biliyorsunuz?
artık tren uğramayan metruk banliyö garında annemi bekliyorum montumun fermuarını çeksin diye
belki uçmayı biliyorum ben ne malum, ağlıyorum diye şimdi üzgün müyüm sanıyorsunuz?
biliyor musunuz ben aslında uçuruma yazgılıyım
bir melek düşlüyorum kanatlarım çıkıyor, bir melek ki ancak kuş uçuşu yakalanır
kimse arkamdan bakmasın ne yaptığımı biliyorum
yalnız annem el sallasın sıkıca sarsın atkımı ve söyleyin üzülmesin, ne yaptığımı biliyorum.

O, mavi bir kuş konmalardan vazgeçmiş
O aşağı inemiyor, ben yanına uçuyorum..
 

almıla

Perfume Lover
Katılım
23 Tem 2016
Mesajlar
1,928
Sokak lambalarının ölgün ışıkları karanlık odalara vurduğunda, duvar saatinin tik taklarından başka ses yokken yanında, sanki bir tek sana açıklanmayan bir sır varmış gibi beklerken anlarsın aslında boşa beklediğini.
Tünelde sana yol gösterecek rehberin, karanlıktan başka bir şey olmadığını anlarsın.
Anne diye ağlayan çocukların aradığının çoğu zaman şefkatli bir baba olduğunu anlarsın.
Çekip gitmek isterken görünmez bir elin seni nasıl durdurduğunu anlarsın.
Kırk yaşında ama altmış gösteren adamlara daha dikkatli bakarsın o zaman.
Kahvelerin dışarıyı göstermeyen isli camlarına. Berduşlara ve kör kedilere bakarsın.
Gözbebekleri kaymış esrarkeşlere. Suyun üstüne çıkmış ölü balıklara. Havada asılı gibi duran yırtıcı kuşlara daha dikkatli bakarsın.

Çabalarının sonuç vermediğini gören umutsuz insanların bakışlarıyla ancak o zaman buluşur bakışların.
Bir yağmur çaktırmadan dindiğinde. Bir gün çenesi ağzının içine kaçmış dişsiz ihtiyarlardan birinin de sen olabileceğini bilirsin artık.
Bir gece ansızın, yapayalnız ölmekten korkarken, cesedimi komşular mı bulacak yoksa sayım memurlarımı diye düşünürken hissedersin göğüs kafesinde her gün biraz daha büyüyen, kimsenin kapatamayacağı o boşluğu.
Bir kokuya sarılma isteğini.
Bir ömür gibi geçmiş zor, uzun günlerden sonra anlarsın ruhunu zehirleyen karmakarışık düşünceleri.
Büyük heyecanlardan sonra çöken bitkinlikleri. Kimsenin bulutlara bakmadığı bir şehirde bir lafı döndürüp dolaştırmadan anlatmanın imkansızlığını.
Belki de insanın ne anlatacağını bilemediğinde şair olduğunu anlarsın.

Gözyaşların kurumadan gülmeye başlarsın o zaman. Çünkü bilirsin ki seni artık kimse kandıramaz kolay kolay.
Mutsuz insanları kandırmak zordur çünkü.
Hayata her zaman kuşkulu gözlerle bakan, mutsuz insanları kandırmak,
herkes bilir bunu, çok ayıptır çünkü..
 

ersan_u

Extrait de Parfum
Satış Onaylı
Katılım
30 May 2015
Mesajlar
557
Kabına sığmaz olunca bana koşardı eskiden, şimdi bunu yapmıyor; kırgın. Kırgınlığının nedenini çözemiyorum bir türlü, artık gözleri çok uzaklaştı, okunmuyor...
 

Forsy

Extrait de Parfum
Satış Onaylı
Katılım
9 Tem 2018
Mesajlar
588
Anladım ki benliğimizin farkına vardığımız an, acının pençesinde kıvrandiğımız andır.
Ahmet Ümit - Kırlangıç Çığlığı
 

ilkerkepce

Extrait de Parfum
Katılım
29 Kas 2018
Mesajlar
557
“Cesur olun. Kendinizi rahat hissettiğiniz alanın dışında pencereler açın. farklı dünyalarla ancak böyle tanışırsınız. ben hep yerimde dursaydım, dünyamı değiştirecek insanları aramasaydım, bugün tanıdığınız ben olmazdım. bir insanın bittiği an, miskinliğe esir olduğu andır. insan, konforundan vazgeçmeyi göze almalıdır. kendi dünyasını yerinden kendisi oynatmalıdır.”

-İlber Ortaylı
Bir ömür nasıl yaşanır?

HTC 10 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 

almıla

Perfume Lover
Katılım
23 Tem 2016
Mesajlar
1,928
Eğilip sen herhangi bir şeyin üzerine; soluk bir papatya olur yahut kirli bir mendilci çocuk,
Işık hızıyla hepsini birden kıskanabilirim.
Uyu sen sadece başka hiçbir şey yapma çünkü yapacağın en iyi niyetli şeylerde bile kendimle ilgili kötü sonuçlar çıkarabilirim.
Aşk tanımsız bir obsesyon nedeni yaşanamayanlar, hastalık bu biliyorum o kadar salak değilim.
Hastalık bu yavaş yavaş ortaya çıkmasında şarkıların, çiçeklerin ve saçlarının eşit payı var.
Hadi sen uyu sevgilim
Uyumadığın zamanlar başkalarını düşündüğün gibi tuhaf düşüncelerim var..
 

almıla

Perfume Lover
Katılım
23 Tem 2016
Mesajlar
1,928
İnkar, öfke, pazarlık, depresyon ve kabul. Bu hiyerarşiyi bütün ömrümüze yayabiliriz aslında.
Çok sevdiğimiz birinin ölümünü ya da ondan ayrılma sürecimizi düşünün örneğin. Bu durumla karşılaştığımızda ilk yaptığımız şey hayır demektir. Hayır, olamaz, bu benim başıma gelemez, bir yanlışlık olmalı, sakin ol her şey yoluna girecek..
Bu acıklı inkar evresinin hemen ardından öfke evresine geçeriz. O'na ya da kendimize acımasızca saldırmaya başlarız.
Olağanüstü enerjik bir evredeyizdir. Lanet olsun, canı cehenneme, canım cehenneme, herkesin canı cehenneme, defolsun gitsin, iyi oldu vs.. Sonra öfke yatışır ve pazarlık evresine geçilir. Olacakları ertelemeye ya da en azından sonuçlarını hafifletmeye çalışırız pazarlık evresinde. Öfkenin yerini kaybetme gerçeğiyle karşı karşıya kalmanın burukluğu alır.
Hatalarımızı düzeltmek için umutsuzca çabalar, öfke evresinde ağzımızdan çıkan kötü sözler için özürler diler, tutamayacağımız sözleri arka arkaya sıralar ve bir çıkış yolu bulmaya çalışırız. Elbete nafile bir çabadır bu. Hiçbir sonuç vermez ve biz korkunç bir değersizlik hissiyle depresyon evresine geçmiş oluruz.
Yapabileceğim hiçbir şey yok deriz, hiçbir şeye gücüm yetmiyor, elinden hiçbir şey gelmeyen zavallının tekiyim ben ve başıma gelen her şeyi hakediyorum.
Bu evre en tehlikeli evre olmakla birlikte (ki uzunluğu durumun vehametine göre diğer üç evreden çok daha fazla olabilir) aslında ışığın görülmesi açısından iyileşme öncesi evre olarak da nitelendirilebilir. Eğer bir şekilde ölmemeyi başarırsak kabul evresine geçeriz.
Öfke evresindeki sahte kabullenişin yerini gerçek bir tevekkül ve kabul alır bu evrede. Olanları kabullenmeye başlayıp kendimize akacak başka mecralar aramaya başlarız.
Tabi bu sıralama herkes için genellenemez. Evrelerin sıraları kişiye ve duruma göre değişebilir. Ama bu beş evre, her telafisi olmayan kayıpla birlikte yaşadığımız ve ölene kadar da yaşamaya devam edeceğimiz manik-depresif ruh hallerimizin en net sığınaklarıdır..

Ali Lidar
 

almıla

Perfume Lover
Katılım
23 Tem 2016
Mesajlar
1,928
Belki bu başlığın yarısını O'nun alıntıları ile doldurdum çünkü O'nu çok seviyorum, dizelerinde yazılarında kendimi buluyorum.
Bugün tanışmak nasip oldu, sarıldım O'na, onu ne kadar sevdiğimi söyledim ayaküstü hasbihal ettik dertleştik.. iyi ki varsın sevgili Ali Lidar

_20190427_170024.JPG

IMG_20190427_170139.JPG
 
U

ukiyo

Misafir
Belki bu başlığın yarısını O'nun alıntıları ile doldurdum çünkü O'nu çok seviyorum, dizelerinde yazılarında kendimi buluyorum.
Bugün tanışmak nasip oldu, sarıldım O'na, onu ne kadar sevdiğimi söyledim ayaküstü hasbihal ettik dertleştik.. iyi ki varsın sevgili Ali Lidar
Ekli dosyayı görüntüle 11656
Ekli dosyayı görüntüle 11657
İnsanın sevdiği bir yazarla tanışabilmesi ne güzel, çok sevindim adına, diğer dileklerin de böyle teker teker gerçekleşir inşallah:)
 

almıla

Perfume Lover
Katılım
23 Tem 2016
Mesajlar
1,928
Geceleri kolay kolay uyuyamayan bir kadın varmış.
Kötü rüyalar görenlerin rüyalarına sızıp sonunu tatlıya bağlamak için uyanık kalırmış günün ilk ışıklarına kadar.
Bir gün, bir adamın rüyasında kendi ölümünü görmüş.
Usulca ayrılmış rüyadan.
O geceden sonra da kimsenin rüyasına girmemiş.
 

Benan

Perfume Lover
Satış Onaylı
Katılım
24 Mar 2016
Mesajlar
1,315
“Çok ufak şeyler” ama önemli olan da bu ufak şeyler. İşte her zaman bu ufak şeyler mahveder her şeyi…“
Suç ve Ceza
 

Pervane

Pure Parfum
Satış Onaylı
Katılım
16 Kas 2017
Mesajlar
980
Bir İngiliz'in, Kuzey Afrika'da karşılaştığı bir derviş topluluğu hakkındaki şu ifadesini hiç unutmadım : "Ölçülü bir neşe içindeydiler."

Ahmet Murat - Kuşlarla Sohbetin Şartları
 
U

ukiyo

Misafir
Benim istediğim, hiçbir şey düşünmeden, bir bağlantıya girmeden gitmekti, gitmek. Hayat, kişinin hiç durmadığı, birbirini izleyen bir trenler, yollar, gemiler dizisiymiş gibi. Derdimi anlatamıyordum. Gitgide daha uzağa gitme isteği. Ama kişinin hiç dönmeyeceği bir uzaklığa. Hep ilerlemek...
 

almıla

Perfume Lover
Katılım
23 Tem 2016
Mesajlar
1,928
Belki bir tren gelir uzaktan içinden kimse inmez..
Beklediğimiz hiç kimse yok anneme de söyledim
Olsun dedi o da içi boş bile olsa
Trenler var oldukça bir umut var demektir..
 
Üst