Kitaplardan Alıntılar

almıla

Perfume Lover
Katılım
23 Tem 2016
Mesajlar
1,928
Hepimizin okuduğu kitaplarda kendini bulduğu cümleler vardır.
Bizleri etkileyen kitap alıntılarını paylaşalım burda.
İlk olarak en sevdiğim Küçük Prensle açılışı yapayım.

tumblr_n1z8x07Xnn1rswp9to1_500.jpg

kitaplığımın ve kalbimin en güzel yerinde duruyor hâlâ
 

almıla

Perfume Lover
Katılım
23 Tem 2016
Mesajlar
1,928
bugüne de çok sevdiğim Ali Lidar'dan bir alıntı bırakayım

'annem tanısa seni kesin çok severdi
bana kalırsa seni bütün dünya çok sever
ben de seni çok severim ama şu an konu bu değil
gitmeliyim şimdilik kuşlara emanet ediyorum seni
işim var..'

Alengirli Şiirler
 

Meursault

Perfume Lover
Satış Onaylı
Katılım
21 Haz 2016
Mesajlar
1,725
"İyilik demek kimseye kötülüğü dokunmamak değil, kötülük yapacak cevheri içinde taşımamak demektir."

İçimizdeki Şeytan - Sabahattin Ali

BLA-L09 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 

Debussy

Pure Parfum
Satış Onaylı
Katılım
10 Haz 2016
Mesajlar
1,115
" Söyle, anlaşılmaz adam, kimi seversin en çok: Ananı mı, babanı mı, bacını mı, yoksa kardeşini mi ?
- Ne anam var, ne babam, ne bacım, ne de kardeşim.
+ Dostlarını mı ?
- Anlamına bugüne kadar kaldığım bir sözcük kullandınız.
+ Yurdunu mu ?
- Hangi enlemdedir, bilmem.
+ Güzelliği mi ?
- Tanrıça ve ölümsüz olsaydı, severdim kuşkusuz.
+ Altını mı ?
- Siz Tanrı'ya nasıl kin beslerseniz, ben de ona öylesine kin beslerim.
+ Peki, neyi seversin öyleyse, olağanüstü yabancı ?
- Bulutları severim... İşte şu... Şu geçip giden bulutları... Eşsiz bulutları !"

Charles Baudelaire - Le Spleen de Paris.
 

asumer

Founder Administrator
Yönetici
Katılım
25 Şub 2015
Mesajlar
1,657
"...yılanı bilir misin, kocaman yılanı? benzetmekte hata olmaz."
"bilirim." dedi vali.
"yılan nasıl ölür bilir misin?"
"bilmem." dedi vali.
"başını bir taşla ezersin, ölür. bu bir!"
"ölür," dedi vali. "bu bir."
"bir de boğarsın yılanı, bu iki. bir de kurşunlarsın yılanı, bu üüüç! yılan türlü türlü ölür bir de... hastalanır ölür, leylek yer ölür, şöyle ölür böyle ölür. bir de nasıl ölür, bilir misiniz?"
valinin hoşuna gidiyordu murtaza'nın konuşması.
"bir de nasıl ölür?"
"bir de nasıl mı ölür, sorduğu şeye bak vali beyimin! bir yılan iğne ucu kadar bir yara alırsa... iğne ucu kadar bir yara ne ki! bir insan, bir hayvan iğne ucu kadar bir yara alırsa ne olur? hiçbir şey olmaz, düşünmeyin, hemen iyi olur. halbuysam ki bir yılan iğne ucu kadar bir yara alırsa ölür. nasıl ölür derseniz, işte onu siz görmediniz, bilmezsiniz. ben bilirim. yılan iğne ucu kadar da olsa bir yara alınca, sarıca karıncalar o yaraya üşüşürler. bir gün içinde yılanı yer bitiriverirler. anladın mı şimdi vali bey?"
vali onun gözlerinin içine gözlerini dikmiş düşünüyordu:
"evet," dedi. "sözünüzü bitirin."
"işte ince memed yılanda açılan bu iğne ucu kadar yaradır."

(ince memed - 2, sf 339
 

almıla

Perfume Lover
Katılım
23 Tem 2016
Mesajlar
1,928
...ve sen çok güzel susuyordun.
o yüzden sana ihtiyacım vardı.
her zaman dinlemediğini biliyordum,
ama benim dinleyecek birine değil,
konuşurken yanımda olacak ve
bana hiç soru sormayacak birine ihtiyacım vardı.
ve sen çok güzel susuyordun...

Tesirsiz Parçalar-Ali Lidar
 

almıla

Perfume Lover
Katılım
23 Tem 2016
Mesajlar
1,928
'Uzun uzun ve günlerce düşündükten sonra en güzel kuşlardan birini seçerdi. Kuşu bileğine bağladıktan sonra, bir sürü garip şeyi birbirine karıştırıp kokulu bir boya elde eder, değişik renklerde, kutu kutu hazırlardı bu boyadan. Sonra kuşun başını, kanatlarını, boynunu ebemkuşağı renkleriyle bezer, tüylerine bir demet yabani çiçeğin gözkamaştırıcı parlaklığını verirdi.

Sonra ormanın içlerine yürürdük birlikte. Epey ilerledikten sonra Lekh durur, kuşu bileğinden çözüp bana verir ve ayaklarından tutarak sallamamı isterdi. Boyalı kuş söylenir durur, bağrışına gelen bir sürü kuş, tepemizde dönmeye başlardı. Onlara ulaşmak isteyen tutsak debelenir, bütün gücüyle öter, boyalı boynunun içinde kalbi delice atardı.

Tepemizde yeteri kadar kuş toplandığına inanırsa, Lekh, bir işaretle tutsağı koyvermemi isterdi. Bulutların üstündeki küçük ebemkuşağı, mutlu ve özgür, yükselip kardeşlerinin gürültücü sürüsüne katılırdı. Diğerleri bir süre şaşkın, bakarken benzerini görmedikleri kuş, boşu boşuna kendilerinden biri olduğuna onları inandırmaya çalışırdı. Parlak renklerin iyice şaşırttığı kuşlar onu kuşkuyla inceler, sonra birbiri ardından saldırıp boyalı tüylerini gagalayıp yolmaya koyulurlardı. Tüysüz ve kan içinde kalan zavallı kuş havada duramaz, düşerdi. Aynı sahne sık sık tekrarlanır, kurbanlarımızı hep ölü bulurduk. Gövdelerindeki gaga izleriyle yaraları dikkatle yayar, renkli kanatlardan sızan ve boyaya karışan kan, kuşçunun eline bulaşırdı.'

Boyalı Kuş-Kosinski :(
 

almıla

Perfume Lover
Katılım
23 Tem 2016
Mesajlar
1,928
"Ortadoğuda kızlar kadın doğar. Ecellerinden önce ölürler. İlk yemeği anasının memesinden gelen ve yediği çanağa tükürmekte sakınca görmeyen erkek. O kadar çok kadın gömer ki, toprak bile artık dişidir. Bu yüzden toprak ana diye bilinir. Diri diri gömüle gömüle toprağı bile kadın yapmışlardır. Bu yüzden verimsiz ve çoraktır; buna da kadının intikamı denir."
Ziyan-Hakan Günday
Günün anlam ve önemine binaen
 

almıla

Perfume Lover
Katılım
23 Tem 2016
Mesajlar
1,928
“Aslında o kadar da önemli biri olmadığımızı anladığımızda neden üzülüyoruz ki?” diye sormuştu o gece.
“Bunun temel bir aydınlanma anı olması gerekmez mi?
Hepimizi önemli insanlar olduğumuza inandırdılar. Sonra da çekip gittiler.”

Emrah Serbes- Hikayem Paramparça
 

almıla

Perfume Lover
Katılım
23 Tem 2016
Mesajlar
1,928
Çünkü Oğuz Atay'ı da okudum. Seni de tanıdım...
Diyebilirsin ki bir insanı fotoğraflarından ve hakkındaki haberlerden ne kadar tanıyabilirsin? Haklısın belki de çok az... O zaman şöyle demeliyim... Seni az tanıyorum... Az...

Sen de fark ettin mi? Az dediğin küçük bir kelime. Sadece A ve Z. Sadece 2 harf. Ama aralarında koca bir alfabe var. O alfabeyle yazılmış onbinlerce kelime ve yüzbinlerce cümle var. Sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında. Biri Başlangıç, diğeri son. Ama sanki birbirleri için yaratılmışlar. Yan yana gelip de birlikte okunmak için. Aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler. Senin ve benim gibi.
Bu yüzden, belki de, az çoktan fazladır. Belki de az, hayat ve ölüm kadardır! Belki de, seni az tanıyorumi demek, seni kendimden çok biliyorum demektir. Bilmesem de öğrenmek için her şeyi yaparım demektir. Belki de az her şey demektir. Ve Belki de benim sana söyleyebileceğim tek şeydir.
Az- Hakan Günday
 

fyodor

Eau de Parfum
Katılım
26 Ara 2016
Mesajlar
340
Aslında başkalarının görüşlerine verdiğimiz değer ve bu görüş hakkındaki sürekli endişemiz neredeyse her mantıklı amacı aşar öyle ki bir tür genel yaygınlığı olan ya da daha çok doğuştan gelen bir düşkünlük olarak görülebilir. Yapıp ettiğimiz her şeyde neredeyse her şeyden önce başkalarının görüşü gözetilir ve daha yakından baktığımızda yaşadığımız tüm kaygıların ve korkuların bu görüş hakkındaki endişemizden kaynaklandığını görürüz. Çünkü bizim hastalıklı bir hassaslıkta olduğu için sık sık hastalanan tüm özgüvenimizin tüm kibirliliğimizin ve iddialarımızın ve aynı zamanda tüm gösterişimizin ve tüm böbürlenmemizin temelinde başkalarının görüşü yatmaktadır. Lüks tüm bu endişe ve düşkünlük olmadan olduğu şeyin onda biri bile olamazdı.


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
 

Debussy

Pure Parfum
Satış Onaylı
Katılım
10 Haz 2016
Mesajlar
1,115
'Beni hemen anlamalısın, çünkü ben kitap değilim, çünkü ben öldükten sonra kimse beni okuyamaz, yaşarken anlaşılmaya mecburum.'
Tehlikeli Oyunlar-Oğuz Atay

Oğuz Atay demişken şu pasaj eklenmeden olmaz :)

"Yatağımın karşısında bir pencere var. Odanın duvarları bomboş. Nasıl yaşadım on yıl bu evde ? Bir gün duvara bir resim asmak gelmedi mi içimden ? Ben ne yaptım? Kimse de uyarmadı beni. İşte sonunda anlamsız biri oldum. İşte sonum geldi. Kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım."
 

almıla

Perfume Lover
Katılım
23 Tem 2016
Mesajlar
1,928
Oğuz Atay demişken şu pasaj eklenmeden olmaz :)

"Yatağımın karşısında bir pencere var. Odanın duvarları bomboş. Nasıl yaşadım on yıl bu evde ? Bir gün duvara bir resim asmak gelmedi mi içimden ? Ben ne yaptım? Kimse de uyarmadı beni. İşte sonunda anlamsız biri oldum. İşte sonum geldi. Kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım."
benim Oğuz Atay vaktim gelmiş çok uzun zaman önce okudum Tutunamayanları bu ara psikolojim de müsait zaten..görelim bakalım dipleri :(
 

almıla

Perfume Lover
Katılım
23 Tem 2016
Mesajlar
1,928
'Ben yalan şeyler vaadetmem hiç.
Kusursuz, güllük gülistanlık bir dünya masalı koca bir yalandır...
Üstelik böyle bir dünya çok can sıkıcı bir yer olur.'

Sana Gül Bahçesi Vaadetmedim
 
Üst