- Katılım
- 22 May 2015
- Mesajlar
- 1,417
En yukarda kromozomu görüyorsunuz. Diğer resimde ise sanırım akyuvar, yabancı bir cisime, belki bir bakteriye saldırıyor..
Kanser bir hücrenin çok üremesi ile oluşabilir. Mesela akyuvar değişime uğrayıp çok üreyebilir ve vücudu yemeye başlayabilir, bilinçsizce, değişime uğradığından..
Kısaca önce şunu söyleyeyim doğal ürünler kullanmalıyız. Kanser oluşum sebeplerinden biri budur. En aşağılarda sentetik katkı maddelerinin, kanserojen olduğu bilindiği halde, güya az dozaj diye nasıl izin verildiği yazıyor.. Vahşi kapitalizm( kapitalizm ile bir sorunum yok, sosyalizm de beraber olmalı sadece :)) diyorum ama maalesef sağlığımızla da oynuyor sistem her ne ise işte ..
Bu maalesef pek mümkün değil yani tamamen doğal ürün kullanmak ama uğraşmak lazım, bulup kullanmak lazım mümkün olduğunca. Sirke 'yi doğal katkı maddesiz bulmamız lazım. Hiç düşündünüz mü, belki kanserin sebeplerinden biri, en büyük sebebi, sirkedeki asidik sentetik katkı maddesidir.
7 den 77 ye sentetik katkılı sirke kullanılıyor ve 7 den 77 ye de kanser var zaten. Kanserin artma sebebi olabilir..
Doğal sirkeyi bardağa koyup içebilirsiniz ama bu sentetik katkılı sirkeyi bir kaşık bile içmek çok zordur, keskindir oldukça. Keskinliği sirkenin kuvvetinden değil, sentetik katkı maddesinden ileri gelir maalesef..
Yapay aromalar son hali ile doğala özdeş aromalar yani kelimeyi güzelleştirdiler, göz boyamak için. Bence çok tehlikeliler. Düşünün bir pastanın, yemeğin fotoğrafını yer misiniz, hayır. Peki neden tadının, kokusunun sentetiğini yiyorsunuz, aynı olay bence.
Son zamanlarda süslenen ve aslı yapay aroma olan, sentetik aroma olan, doğala özdeş aroma 'yıda yazmaz oldu kimi şirketler. Sadece aromalar yazıyor. Resim ekleyeceğim inşallah efendim..
Şu an doğal şampuan arıyorum ama tamamen bulmak zor. Toksiti sentetik, yağı yüzde 85 defne yağı gerisi zeytinyağlı sabun kullanıyorum şu sıralar.. Kostik varsa yaramıyor yağı doğal olsa da sabunun. Kostik sanırım sentetik baz. Doğal kül suyu ile yapılsa nasıl olur acaba bilmiyorum..
Kanserin çaresi ise bulunacak bence. Babam kanserken arı polarisi verdim 5-11 damla damlatıp bir bardak suya. İlaç da değişmişti. 1-2 ay sonra iç organlardan tamamen kanser temizlenmişti ama kemikte vardı... Bunu başka vücudunda urlar çıkan biri uygulamış, ondan tavsiye almıştık..
Kesin bir hüküm vermiyorum. Mesuliyet kabul etmem. Normalde kanser ilaçları bağışıklık sistemini çökertip kanserle kendileri direkt savaşır. Arı polarisi ise bağışıklığı arttırır ve bu yüzden kullanılması önerilmez. Bunu söyleyeyim..
Kanser çayında da bahsediliyor gerçi ama bu tedavi yöntemler bilimsel olarak kanıtlanmadı.. Maalesef kimi kötü niyetli ilaç şirketleri olduğu müddetçe belki yasaklanıyordur incelenmeleri, bilemiyorum..
Kimi kanser tedavileri ise ki son zamanlarda özellikle araştırılıyor, bağışıklık sistemini de güçlendirerek savaşmayı hedef alıyor..
Bu arada dağ muzu denen bir bitkiden bahsediliyor son zamanlarda. Bence bulunacak inşallah kanserin çaresi..
Bu arada elmayı çekirdeği ile yiyin. Elma çekirdeği, kayısı çekirdeği gibi çekirdeklerin kanser önlemede belki tedavisinde de önemli etki olduğu söyleniyor. 15 yıl önce bile japonlar, kayısı çekirdeğinin kansere iyi geldiğini söylemişlerdi..
Tedaviyi geçtim, şimdi gene kanser oluşturan sebepleri bir kere daha inceleyelim. Nitrat, nitrit kanserojen olduğu kesin maddelerdir ama sucuk ve diğer et ürünlerine nitrit konulması mecburi sanırım. Sonra da kanser neden oluyor diyoruz..
Efendim normalde et sucuğu ve pastırma tuz ve diğer baharatlarla kuruma sürecinde fermente olur. Pastırma sadece tuz ile sanırsam, çemen falan sonradan sıvalanıyor.. Bu süreçte kururlar ve gramaj eksiği oluşur. Vahşi kapitalizmin pek sevmediği bir olay..
Dikkat ederseniz aldığımız sucuklar nemli oluyor genelde maalesef yeni olmasalar bile. İçine konan sentetik koruyucu maddelerini siz düşünün..
Bu arada kola çok severim ama sitrik asit var içinde, fosforik asit var kiminde. Bunlarda kanserojen olabilir... Kimi içeçeklerde öyle zararlı asitler var ki, diş dipleriniz ağrıyorsa bilin ki dişiniz apse yapmadı o asit yakıyor. Başımıza geldi efendim bir enerji içeceği çakmasında. Tam demokratik ülke de isim yazılabilirde şimdi yazsam başıma iş alabilirim maalesef.. Bilin yeter..
Tuzuda rafine kullanmayın. Dişiniz fırçalamanıza rağmen çürüyorsa tuz eksikliğinden olabilir.. Tuzcuda doğal rafine olmayan tuzlar çok ucuza bulmak mümkün efendim.. illa gidip himalaya tuz alın demiyorum :).
Aşağıda ilginç bir alıntı var. Kanserojen olduğu bilindiği halde az konan katkı maddelerinden bahsediyor.. Dikkatle okuyun. : ''
Katkı maddeleri incelenirken, uzun süren lâboratuvar çalışmaları gereklidir. Deney hayvanlarının hayat sürelerinin % 85'inde kanser, alerji ve benzeri tarzda etkilenmenin olmadığı günlük doz (etkisiz doz), hayvanın kilogram ağırlığı başına miligram olarak tespit edilir. Güvenlik faktörü dikkate alınarak insan vücut ağırlığının kilogramı başına bu miktarın % 1'i, günlük izin verilen miktar olarak kabul edilir. Sonraki çalışmalarda farklı neticelere ulaşılması halinde, katkı maddelerinin listelerdeki yerleri değişebileceği gibi, günlük izin verilen miktarları da azaltılıp çoğaltılabilir.
Gıda katkı maddelerinin kullanılmasında dozun miktarı ile ilgili iki görüş vardır:
1. Herhangi bir dozda kansere sebep oluyorsa, bu katkı maddesi gıdaya kesinlikle eklenmemelidir.
2. Lâboratuvar hayvanlarında yüksek dozda kansere sebep olabilen maddeler uygun miktarlarda emniyetli iseler, katkı maddesi olarak kullanılabilir. 'Her madde zehir tesiri yapabilir. Zehirli olanla olmayanı ayıran, dozdur.' gerçeğinden hareketle, ikinci görüş ilk anda daha geçerli gibi görülüp bugün mecburen tercih edilse de, hakikate çok uygun değildir. ''
Bu yazıyı yazmayı bir süredir düşünüyordum. Bugün 4 şubat dünya kanser günü olduğunu duyunca özellikle buğün paylaşayım dedim.. Umarım beğenirsiniz. Umarım işinize yarar..
İyi günler, sağlıklı günler :)..
Son düzenleme: