Bizim camiada biraz "piyasa işi" olduğu düşünüldüğünden pek adı geçmeyen, fakat bence hak ettiği değeri göremeyen bir parfüm La Nuit de l'Homme.
Tarz olarak çok farklı, çok değişik ve özgün değil. Günümüz trendlerine uygun hafif tatlımsı bir koku. Benim kadar maskülen parfümlerle ilgilenen bir parfümseverin çok seveceği türden bir parfüm olmayacağını düşünebilirsiniz fakat bu parfümün kokusunu o kadar çok beğeniyorum ki, sevdiğim pek çok maskülen parfümden daha güzel koktuğunu çekinmeden söyleyebilirim, özellikle orta notlarının. Bu parfümün orta notaları kokladığım en güzel kokulardan biri olabilir. Hatta başımdan geçen şöyle bir olayı anlatayım; bir akşam eve 20 taneye yakın dekantla geldim. Tabii ki dayanamayıp neredeyse hepsini sıktım. Bileğime, koluma, diğer koluma derken elim şişeli parfümlere de gitti. Bu kadar parfüme bulandıktan bir 15 dk sonra o kadar parfümün arasından bir tanesi inanılmaz dikkatimi çekmeye başladı. Çok çok güzel kokuyordu ve garip bir şekilde de tanıdık geliyordu. Baya bir süre "hangisi bu" diye tüm dekantları denedim. Bulamayıp can sıkıntısıyla içeri giderken bir anda gözüme bu parfümün şişesi çarptı, o zaman anladım ki bütün akşam aradığım parfüm La Nuit de l'Homme imiş:)
Peki madem bu parfümü bu kadar seviyorum ve beğeniyorum, neden bu parfümü kullandığımı görmüyorsunuz veya bu parfümden pek bahsetmiyorum.
Maalesef, bu kadar güzel bir koku olmasına rağmen o kadar az bir yayılımı ve kalıcılığı var ki, gün içinde 5-6 kere yenilemezseniz pek bir anlam ifade etmiyor. Ne çevreden ne de sizin tarafınızdan algılanabiliyor. Hele ki benim gibi bir projeksiyon düşkünü biri için tam bir hayal kırıklığı. O yüzden biten şişemin dibindeki birkaç damla parfümü hala saklayıp, ara sıra sıkıp mutlu oluyorum ama düzgün bir performansı olmadığı sürece kullanmayı pek düşünmüyorum.
Tarz olarak çok farklı, çok değişik ve özgün değil. Günümüz trendlerine uygun hafif tatlımsı bir koku. Benim kadar maskülen parfümlerle ilgilenen bir parfümseverin çok seveceği türden bir parfüm olmayacağını düşünebilirsiniz fakat bu parfümün kokusunu o kadar çok beğeniyorum ki, sevdiğim pek çok maskülen parfümden daha güzel koktuğunu çekinmeden söyleyebilirim, özellikle orta notlarının. Bu parfümün orta notaları kokladığım en güzel kokulardan biri olabilir. Hatta başımdan geçen şöyle bir olayı anlatayım; bir akşam eve 20 taneye yakın dekantla geldim. Tabii ki dayanamayıp neredeyse hepsini sıktım. Bileğime, koluma, diğer koluma derken elim şişeli parfümlere de gitti. Bu kadar parfüme bulandıktan bir 15 dk sonra o kadar parfümün arasından bir tanesi inanılmaz dikkatimi çekmeye başladı. Çok çok güzel kokuyordu ve garip bir şekilde de tanıdık geliyordu. Baya bir süre "hangisi bu" diye tüm dekantları denedim. Bulamayıp can sıkıntısıyla içeri giderken bir anda gözüme bu parfümün şişesi çarptı, o zaman anladım ki bütün akşam aradığım parfüm La Nuit de l'Homme imiş:)
Peki madem bu parfümü bu kadar seviyorum ve beğeniyorum, neden bu parfümü kullandığımı görmüyorsunuz veya bu parfümden pek bahsetmiyorum.
Maalesef, bu kadar güzel bir koku olmasına rağmen o kadar az bir yayılımı ve kalıcılığı var ki, gün içinde 5-6 kere yenilemezseniz pek bir anlam ifade etmiyor. Ne çevreden ne de sizin tarafınızdan algılanabiliyor. Hele ki benim gibi bir projeksiyon düşkünü biri için tam bir hayal kırıklığı. O yüzden biten şişemin dibindeki birkaç damla parfümü hala saklayıp, ara sıra sıkıp mutlu oluyorum ama düzgün bir performansı olmadığı sürece kullanmayı pek düşünmüyorum.