- Katılım
- 25 Şub 2015
- Mesajlar
- 1,657
90 yıllar parfümeri tarihinin altın harflerle yazıldığı,geleneksel tekniklerin gelişen teknolojiyle hızlıca kucaklaştığı ve pek çok kült eserin ortaya çıkmaya başladığı en önemli yıllardır. Yaratıcılık adımlarının koşu hızına döndüğü bu yıllarda henüz niş kavramının emekleme evresinde olduğu ve designer markaların aroma kozmetik firmaları önünde kuyruğa girdiği bir dönemdi. Bu dönemde sessizce bir devrime hazırlanan creed 85 yılında butik ve sipariş üzeri çalıştığı mevcut mağazasında ürettiği özel ürünleri yeni bir iş modeliyle sunmaya karar verdikten sonraki ilk kült eseri olan green irish tweed ile kozmetik dünyasını sarsarken artık yeni ürünleriyle pazara çok farklı bir ivme kazandıracaktı. Özellikle 1988 davidoff-cool water ve 1991 kenzo pour homme ile başlayan akuatik parfümler serilerine ilk olarak 1992 yılında erolfa ile cevap vermek istedi. Ancak fazlasıyla green irish tweed gölgesinde kalan erolfa bir türlü beklenilen patlamayı yapamazken 1994 yılında issey miyake pour homme'un satış rekorları kırmaya başlaması usta parfümör olivier creed kankası pierre bourdon ile laboratuvarlara kapatmaya yetti ve nihayet 1995 yılında listeleri altüst eden iki kült eserle (silver mountain water,milessime imperial) sahnelere döndü. Creed boşuna kraliyet ailesi resmi markası olmadığını bir kez daha tüm dünyaya kanıtlarken özellikle imperial günümüzde aventus'un soyunduğu fenomen rolünü 2010 yılına kadar taşıyıp,hala eski çekiciliğini kaybetmeden "ünlülerin parfümü" imzasını yazıldığı formülde taşımaya devam etmekte.
Bu kronolojik girişten sonra uzun uzun creed'in köklerinden öneminden yaptıklarından ve yapacaklarından bahsetmeye pek ihtiyaç duymadan kokumuza geçelim. İmperial az önce bahsettiğim akuatik parfümler modasına çığ gibi düşen yenilikleriyle türdeşi parfümlerden hızla sıyrılmasını bildi. Öncelikle açılışta bergamot,greyfurt,amalfi limonu ve portakal dörtlüsünün canlı patlamasıyla karşı karşıyayız. Acımsı,yarı kuru ve parlak bergamot,asidik greyfurt,sulu ve canlı amalfi limonu ile tatlı portakalın oluşturduğu citrus akoru açılıştan kalp notaların sonlarına değin parfümü takip ediyor. Buradaki en kritik nota amalfi limonu. Boğumlu ve kalın kabuk yapısına rağmen içindeki küçük meyveden yayılan gayet özgün ve canlı limon aromasına sahip amalfi limonu pek çok parfümörün kullandığı ama herkesin hakkını veremediği bir canlılığa sahip. Açılıştaki bu doğallık benden tam puan alırken kalp notalarında son derece doğru ayarlanmış akuatik bir temayla karşılaşıyoruz. Ozonik,akuatik bir ferahlığa lezzetli sucul bir dokunuşla sucul meyvelerin gülümseten aroması bizleri karşılıyor. Denizin esintisine karışan tuz taneleriyle kavun,salatalık,karpuzu andıran bir meyve akoru karışıp açılıştaki doğal turunçlarla maskelenen sentetik yapı kalp notaların bitimine değin burun ziyafetini devam ettiriyor. Dengede durması kolay olmayan marin akor ile meyveli akorun denge noktasıysa yarı topraksı kullanılan floransa irisi. İris parfümü drydowna hasarsız taşırken parfümün baz akorları bir creed klasiği olan misk sandal ve ambergris'ten oluşan imza akoru.
İmperial'in en önemli vurgusu diğer akuatiklerde olmayan meyvemsi aromayla gerçek deniz esintisini birebir simule edebilmesi.cool water'da zaman zaman burun yakan tuz rayihasıyla issey miyake'in baskın odunsuları daha önce denenmemiş deniz kenarında meyve kokteyli temasına en son imza dokunuşuyla hayat bulması imperial'i eşsiz kılan en önemli özelliği.Lineer yapıda seyreden bir eser olan İmperial'de harman son derece doğru karışmış diyebilirim.notaları hem tek tek hem de birarada algılayabilmek mümkün. Bunun yanında arzu nesnesi haline gelen creed markasıyla beraber altın creed şişesi imperial'i uzun yıllardır listelerin üst sıralarında tutmaya yetti.
dünyanın en iyi pazarlanan parfüm markasının en çok satış yapan 3 modelinden birini incelerken daha fazla detaya,farklı tekniklere odaklanmaya çalışmak söz konusu marka creed olunca bu durum beyhude bir çabaya dönüşüyor. Bana göre hiçbir creed kokusu uğruna hikayeler dizilecek kadar sanatsal,mesaj kaygısı güdecek kadar tematik eserler değildir. Nasıl ki Patek Phllipe marka saatinize anlamlar yükler,hikayeler düzer ama takmaya kıyamazsınız ama bir Rolex'iniz varsa düşünmeden takar çıkarsınız ve tüm gözleri üstünüze çekersiniz creed'in de yaşattıkları da tam olarak bu. Kaliteyi size sıradan ve basit unsurlarla sunup şıklığını özgün ve şahsına münhasır bir şekilde sunan marka creed. Pek çok creed modelini eşsiz kılan nokta da tam olarak burda saklı aslında. Taklit edilemeyen,edilse bile asla gerçeğini yansıtmayacak kadar doğal bir ruha sahip olması.
Parfümün kalıcılığı ve farkedilirliği ortalama. Buna rağmen gün içi tazelemelerle görevini eksiksiz yerine getirip özvgülere mazhar olmanızı sağlıyor. Fiyat/performans karşılaştırmasında koku güzelliği açısından tam puan,kalıcılık,farkedilirlik düzleminde benden vasat altı puan alıyor. Ucuz alternatifleri arasında yakın bulduğum parfüm ise ralph lauren polo blue. Başka platformlarda adı geçen ed hardy ve sean john-unforgivable ikilisini ise deneyimleyemedim.
Bunun yanında bugüne kadar deneyimlediğim en cinsiyetsiz koku olduğunu kıyafet,zaman,mekan ayırt edilmeden kullanılabildiğini de eklemeliyim. Sadece açık alanda kullanımında düşük farkedilirliği tercih sebebi olmasını engelleyebilir. Özellikle ofis ortamına,yaz tatilinde kıyafet uygulamasına birebir yakışırken bana göre yaz kış kullanılabilecek,kışın özelenen denizi hatırltacak yazın o denizin keyfine vardıracak bir parfüm. Yüzlerce ünlünün ilk tercihi olmak o kadar kolay olmasa gerek.