- Katılım
- 27 Şub 2016
- Mesajlar
- 872
Selamun aleyküm kokarcalar :)
Karşımızda Cartier'in 2016 yazında çıkardığı yeni bombası L'envol var. Parfümör, Cartier'in Baiser Vole ve La Panthere serisindeki bir çok koku ile beraber Les Heures de Parfum koleksiyonunu da ortaya çıkaran Mathilde Laurent. Kendisi 11 yıl boyunca Guerlain'da çalışmış, Jean-Paul Guerlain'ın çırağı olarak yetişmiş ve daha sonra 2005'de Cartier bünyesine katılmış. Referanslar sağlam anlayacağınız.
L'envol, Türkçe adı ile "Uçuş" çıktığı günden beri oldukça konuşuldu. Hatta kokunun kendisinden önce şişesi olay oldu da diyebiliriz. "Cartier tasarımı" olarak adından söz ettirmek için ekstra çaba sarfedilmiş gibi görünüyor. Cam bir koruma içinde, kapsül biçimindeki bir şişede bulunuyor l'envol. İçteki şişeyi alt tarafından tutup hafifçe döndürerek cam kafesinden ayırıyorsunuz. Yerine taktığınız zaman, şişeyi ters yönde döndürerek üstteki metalik kapak ile kilitliyorsunuz. Şişe, bu cam kafes içinde havada asılı kalıyor. Özenle üretilmiş gizli bir formülü, camdan bir koruma içinde saklıyor hissiyatına kapılıyorsunuz. Sanki "gereksiz yere" kullanmamalıymışız, sadece acil durumlarda yaklaşmalıymışız gibi bir havası var şişenin.
Tür olarak, L'envol odunsu bir koku olarak sınıflandırılabilir. Açılışta en baskın hissettiğiniz koku bal kokusu oluyor. Fakat bu bal şekerli, yoğun, yenilesi bir bal değil. Daha çok yeni kesilmiş taze bir ağaç kütüğünün üzerine sürülmüş bal gibi. Odunu bir miktar bal ile cilaladığınızı ve kurumaya bıraktığınızı düşünün. Bu kombinasyona, odunsu havayı güçlendiren, nemli paçuli eşlik ediyor. Paçuli olmasaydı, bal gereğinden fazla tatlı olabilirdi diye düşünüyorum. Gayet güzel bir kombo olmuş.
Ten üzerinde yaklaşık 1 saat sonra, kokunun odunsu yapısının yavaşça kaybolduğunu ve iris'in belirginleştiğini söyleyebilirim. Bu evrede, baştaki acı-tatlı karışım bize veda ederken iris, kokuya sabunumsu, pudralı bir hava katarak belirginleşiyor. Açılıştaki balın adeta kendisi gitmiş parmak izi kalmış gibi artık. Koku sakinleşiyor ve tene yakın durmaya başlıyor. Başta maskülen bir yapıda başlayan koku unisex bir hal alarak tende kalmaya devam ediyor.
Parfümün “ edp ” olduğunu görünce insan daha dinamik ve baskın bir performans bekliyor fakat l'envol insanın suratına suratına çarpan bir parfüm değil. Bileğime fıslattığım koku, ben başka işler ile uğraşırken ara ara bana el sallayarak kendini hatırlatıyor. Haykırmıyor, sessiz ama kendini belli eden bir beyefendi gibi oturaklı. Canavar gibi bir yayılım beklemeyin yani. Kalıcılık konusunda beni tatmin etmeyi başardı, yaklaşık 7 saat önce bileğimde denediğim koku hala orada duruyor. En son aşamada tende kalan kısım gerçekten çok hoş.
Koku güzelliği için söylenecek çok fazla bir şey yok aslında. Güzel ve özgün bir koku olmuş. Her mevsim kullanılabilir bir yapıda olmasına rağmen, özellikle açılış kısmı temmuz-ağustos sıcağında bunaltabilir. Bana göre bu parfümü kullanmak için en ideal zamanlar kesinlikle bahar ayları. Kış kullanımını merak ediyorum fakat malumunuz denemek için biraz geç kaldım. Allah'ım izin verirse seneye artık :)
Genel olarak l'envol bence gayet başarılı bir koku olmuş. Puanını belki yayılımının güçlü olmayışından kırabilirim. Edp bir kokudan daha fazlasını bekleyenler de bu durumdan memnun kalmayabilirler. Bu haliyle benim için çok sorun olmasa da şöyle buram buram esip geçtiğim yeri doldurmasını da isterdim açıkçası. Özetle diyebilirim ki;
Koku: 9/10
Yayılım (sillage): 6 - 6.5/10
Kalıcılık: 7/10
Ortamlara uyum: Yıldızlı pekiyi
Son olarak, parfümün bana ulaşmasında aracı olan herkese teşekkürlerimi iletiyorum :) Tavsiye edebileceğim ve fıslatıp dışarı çıkmasam da ara ara koklamak isteyebileceğim bir koku tanımış oldum. Hiç de fena olmadı.
Şimdilik bu kadar :) Allah'a emanetsiniz...
Karşımızda Cartier'in 2016 yazında çıkardığı yeni bombası L'envol var. Parfümör, Cartier'in Baiser Vole ve La Panthere serisindeki bir çok koku ile beraber Les Heures de Parfum koleksiyonunu da ortaya çıkaran Mathilde Laurent. Kendisi 11 yıl boyunca Guerlain'da çalışmış, Jean-Paul Guerlain'ın çırağı olarak yetişmiş ve daha sonra 2005'de Cartier bünyesine katılmış. Referanslar sağlam anlayacağınız.
L'envol, Türkçe adı ile "Uçuş" çıktığı günden beri oldukça konuşuldu. Hatta kokunun kendisinden önce şişesi olay oldu da diyebiliriz. "Cartier tasarımı" olarak adından söz ettirmek için ekstra çaba sarfedilmiş gibi görünüyor. Cam bir koruma içinde, kapsül biçimindeki bir şişede bulunuyor l'envol. İçteki şişeyi alt tarafından tutup hafifçe döndürerek cam kafesinden ayırıyorsunuz. Yerine taktığınız zaman, şişeyi ters yönde döndürerek üstteki metalik kapak ile kilitliyorsunuz. Şişe, bu cam kafes içinde havada asılı kalıyor. Özenle üretilmiş gizli bir formülü, camdan bir koruma içinde saklıyor hissiyatına kapılıyorsunuz. Sanki "gereksiz yere" kullanmamalıymışız, sadece acil durumlarda yaklaşmalıymışız gibi bir havası var şişenin.
Tür olarak, L'envol odunsu bir koku olarak sınıflandırılabilir. Açılışta en baskın hissettiğiniz koku bal kokusu oluyor. Fakat bu bal şekerli, yoğun, yenilesi bir bal değil. Daha çok yeni kesilmiş taze bir ağaç kütüğünün üzerine sürülmüş bal gibi. Odunu bir miktar bal ile cilaladığınızı ve kurumaya bıraktığınızı düşünün. Bu kombinasyona, odunsu havayı güçlendiren, nemli paçuli eşlik ediyor. Paçuli olmasaydı, bal gereğinden fazla tatlı olabilirdi diye düşünüyorum. Gayet güzel bir kombo olmuş.
Ten üzerinde yaklaşık 1 saat sonra, kokunun odunsu yapısının yavaşça kaybolduğunu ve iris'in belirginleştiğini söyleyebilirim. Bu evrede, baştaki acı-tatlı karışım bize veda ederken iris, kokuya sabunumsu, pudralı bir hava katarak belirginleşiyor. Açılıştaki balın adeta kendisi gitmiş parmak izi kalmış gibi artık. Koku sakinleşiyor ve tene yakın durmaya başlıyor. Başta maskülen bir yapıda başlayan koku unisex bir hal alarak tende kalmaya devam ediyor.
Parfümün “ edp ” olduğunu görünce insan daha dinamik ve baskın bir performans bekliyor fakat l'envol insanın suratına suratına çarpan bir parfüm değil. Bileğime fıslattığım koku, ben başka işler ile uğraşırken ara ara bana el sallayarak kendini hatırlatıyor. Haykırmıyor, sessiz ama kendini belli eden bir beyefendi gibi oturaklı. Canavar gibi bir yayılım beklemeyin yani. Kalıcılık konusunda beni tatmin etmeyi başardı, yaklaşık 7 saat önce bileğimde denediğim koku hala orada duruyor. En son aşamada tende kalan kısım gerçekten çok hoş.
Koku güzelliği için söylenecek çok fazla bir şey yok aslında. Güzel ve özgün bir koku olmuş. Her mevsim kullanılabilir bir yapıda olmasına rağmen, özellikle açılış kısmı temmuz-ağustos sıcağında bunaltabilir. Bana göre bu parfümü kullanmak için en ideal zamanlar kesinlikle bahar ayları. Kış kullanımını merak ediyorum fakat malumunuz denemek için biraz geç kaldım. Allah'ım izin verirse seneye artık :)
Genel olarak l'envol bence gayet başarılı bir koku olmuş. Puanını belki yayılımının güçlü olmayışından kırabilirim. Edp bir kokudan daha fazlasını bekleyenler de bu durumdan memnun kalmayabilirler. Bu haliyle benim için çok sorun olmasa da şöyle buram buram esip geçtiğim yeri doldurmasını da isterdim açıkçası. Özetle diyebilirim ki;
Koku: 9/10
Yayılım (sillage): 6 - 6.5/10
Kalıcılık: 7/10
Ortamlara uyum: Yıldızlı pekiyi
Son olarak, parfümün bana ulaşmasında aracı olan herkese teşekkürlerimi iletiyorum :) Tavsiye edebileceğim ve fıslatıp dışarı çıkmasam da ara ara koklamak isteyebileceğim bir koku tanımış oldum. Hiç de fena olmadı.
Şimdilik bu kadar :) Allah'a emanetsiniz...
Son düzenleme: