Gc-Ms Nedir Ve Parfümörler Neden Kullanır?

burhany

Founder Member
Yönetici
ROOT
Katılım
7 Mar 2016
Mesajlar
4,838
Parfüm dünyasında koku bileşenlerini analiz etmek, anlamak ve yeniden oluşturmak için kullanılan en önemli araçlardan biri Gaz Kromatografisi-Kütle Spektrometrisi (GC-MS) sistemidir.


Bunu şöyle düşün: Bir parfümü kokladığında içindeki notaları tek tek ayırt edebilmen için burun nasıl eğitiliyorsa, GC-MS de aynı işi bilimsel bir şekilde yapıyor. Parfümün içeriğindeki her bileşiği ayrıştırarak, hangi moleküllerden oluştuğunu tespit ediyor. Özellikle doğada bulunan karmaşık kokuları analiz etmek veya rakip bir markanın parfümünün formülünü çözümlemek için kullanılıyor.


GC-MS Nasıl Çalışır?


Bu sistem aslında iki farklı analitik yöntemin birleşiminden oluşuyor:


  1. Gaz Kromatografisi (GC - Gas Chromatography)
    • Karışımdaki maddeleri bileşenlerine ayırıyor.
    • Özel bir kolondan (ince bir tüp) geçirilerek her bileşenin farklı hızda ilerlemesi sağlanıyor.
    • Her bileşen, sistemin dedektörüne farklı zamanlarda ulaşıyor ve bu şekilde ayrıştırılıyor.
  2. Kütle Spektrometrisi (MS - Mass Spectrometry)
    • Gaz kromatografisi ile ayrılan bileşenleri tanımlıyor.
    • Her molekülü iyonlaştırarak kütlesine göre ayırıyor.
    • Çıkan veriler, bir veri tabanı ile karşılaştırılarak hangi molekül olduğu tespit ediliyor.

Bu süreç sonucunda, analiz edilen parfümün içinde hangi moleküllerin bulunduğu, bunların oranları ve bileşimleri hakkında detaylı bir rapor oluşturuluyor.


1742746079274.png





Parfümörler GC-MS'i Nasıl Kullanır?


Parfümörler bu teknolojiyi üç ana amaç için kullanıyor:


  1. Doğal Hammaddelerin Analizi
    • Örneğin, lavanta esansiyel yağının içeriğinde hangi bileşenlerin bulunduğunu anlamak için GC-MS ile analiz yapılır.
    • Hangi terpenler, esterler veya aldehitler baskın, hangileri az miktarda var gibi veriler elde edilir.
  2. Rakip Ürünleri Çözümleme (Reverse Engineering)
    • Diyelim ki piyasada çok popüler bir parfüm var. Parfümör, bu kokunun formülünü anlamak için GC-MS kullanabilir.
    • Böylece kokudaki hangi sentetik veya doğal hammaddelerin kullanıldığını öğrenerek benzer bir yapı oluşturabilir.
  3. Yeni Koku Formülleri Geliştirme
    • Bazı karmaşık kokuların kaynağını tam olarak tespit etmek için GC-MS kullanılır.
    • Örneğin, bir çiçeğin kokusunu analiz ederek onun birebir aynısını yapay olarak sentezlemek mümkündür.

GC-MS’in Kısıtlamaları Var mı?


Evet, her şeyin çözümü GC-MS değil. Çünkü:


  • Düşük konsantrasyondaki bazı molekülleri tespit etmek zor olabilir.
  • Parfümdeki bazı maddeler analiz sırasında bozulabilir, bu da yanlış sonuçlara neden olabilir.
  • Koku algısı sadece bileşenlerle sınırlı değil, moleküllerin etkileşimi ve volatilite profili de önemli.

Yani GC-MS mükemmel bir analiz aracı olsa da, bir parfümörün burnunun yerini tutamaz! Bilimsel veri kadar, deneyim ve sanatsal bakış açısı da parfüm yaratımında kritik rol oynar.


Sonuç: GC-MS Bilim ile Sanatı Buluşturuyor


GC-MS, parfüm dünyasında hem bilimsel hem de ticari bir araç olarak büyük önem taşıyor. Bir yandan kokuların moleküler düzeyde anlaşılmasını sağlarken, diğer yandan rakip analizleri ve koku yaratım sürecine büyük katkı sunuyor. Ancak unutulmaması gereken nokta şu: Koku sanatı, sadece analizle değil, duygular ve yaratıcılıkla şekillenir. En iyi parfümler, yalnızca molekülleri doğru sırayla bir araya getiren değil, o moleküllere ruh katan ellerden çıkar.
 

burhany

Founder Member
Yönetici
ROOT
Katılım
7 Mar 2016
Mesajlar
4,838
elinize sağlık. merak ettiğim bir konuydu. muadil parfüm üretenler açık parfümcüler bu sistemi mi kullanıyor acaba?
Türkiye şartlarında 45-50 bin euroyu bu cihaza bağlayabileceklerini düşünmüyorum.Bu cihazları almak kadar kullanmak ve veritabanı oluşturmakta ayrı bir uzmanlık gerektiriyor.Çok daha büyük parfüm evlerinin,parfümörlerin kullanabileceği bir ürün diyebilirim.
 

azzura

Vintage Parfum
Moderatör
Katılım
20 Haz 2017
Mesajlar
9,960
elinize sağlık. merak ettiğim bir konuydu. muadil parfüm üretenler açık parfümcüler bu sistemi mi kullanıyor acaba?
Esansları büyük firmalardan alıyorlar zaten. Gülçiçek, Givaudan, Firmenic muadil esans adı altında satıyor. Yani bu sistem olabilir bilmiyorum ama bir şey ortaya çıkınca muadil sektörü de çıkıyor. Çakma parfümcüler diyelim bunlara sadece kullanılan esansın kalitesi ve miktarını belirliyor. Herhangi bir muadilciye gidin metal şişelerin (esansı aldığı) arkasına bakın çoğunda firmenic yazar. Bunların miktar ve kalitesini seçip şişeleyen ise muadilciler.
 

cethalgia

Eau de Cologne
Katılım
7 Şub 2025
Mesajlar
12
Türkiye şartlarında 45-50 bin euroyu bu cihaza bağlayabileceklerini düşünmüyorum.Bu cihazları almak kadar kullanmak ve veritabanı oluşturmakta ayrı bir uzmanlık gerektiriyor.Çok daha büyük parfüm evlerinin,parfümörlerin kullanabileceği bir ürün diyebilirim.
Cihazların halihazırda çok sayıda molekül için kütüphanesi oluyor. Tabi koku veren bileşikler için ne düzeyde vardır bilmiyorum. Ancak yapı tayini açısından oldukça mantıklı geldi, hiç parfüm dünyasında düşünmemiştim GC MS’i :)
Firmalar kendi bünyelerinde barındırmasa da dışarıdan laboratuvar hizmeti alabilir belki.
 

David_Coverdale_ci

Eau de Toilette
Katılım
8 Tem 2018
Mesajlar
139
Esansları büyük firmalardan alıyorlar zaten. Gülçiçek, Givaudan, Firmenic muadil esans adı altında satıyor. Yani bu sistem olabilir bilmiyorum ama bir şey ortaya çıkınca muadil sektörü de çıkıyor. Çakma parfümcüler diyelim bunlara sadece kullanılan esansın kalitesi ve miktarını belirliyor. Herhangi bir muadilciye gidin metal şişelerin (esansı aldığı) arkasına bakın çoğunda firmenic yazar. Bunların miktar ve kalitesini seçip şişeleyen ise muadilciler.
Bu büyük şirketler fakir ülkelere Millefleurs diye adlandırdıkları kilosu 2 dolar olan kalitesiz esanslar da satıyor.
 

Xedos1881

Eau de Toilette
Katılım
24 Mar 2025
Mesajlar
91
ben de koklayarak anlayan uzmanlar olduğunu sanıyordum. inanılmaz bir yetenek diyordum. demek ki değilmiş. bilim ve teknoloji yine. çok yararlı bir yazı, elinize sağlık.
 

turkermk

Eau de Cologne
Katılım
4 Kas 2024
Mesajlar
11
Konu üzerinden uzun zaman geçmiş ancak ben de kendi bildiklerimle nacizane katkı sağlayayım.GC-MS analizi için neredeyse orta ve büyük çaplı tüm esans firmaları hem cihazı,hem kütüphaneyi kullanır.Çünkü esans sektöründe 40-50bin Euro çok çok küçük rakamlar.Gülçiçek'in fabrikası Ayazağa'dan Gebze'ye taşındığında 50 milyon $ gibi bir rakamla fabrikanın ve yanındaki otelin inşa edildiğini o dönemden günümüze hala firmada çalışan arkadaşım tanıtım amacıyla gezdirdiğinde anlatmıştı.Fabrika içinde km'lerce denebilecek uzunlukta boru hattı var ve tam otomasyonla esans üretiliyor.Benzer sistemler ülkemizin ünlü esans üreticileri EPS,Seluz,Froma vb. gibi fabrikalarında da var.Bu sebeple bırakın bir cihazı,çokça cihazla çalışıldığını ve hatta Ar-Ge laboratuvarlarında her bir fabrikada onlarca uzmanın görev yaptığını biliyorum.

Ancak esans üretiminde süreç sadece böyle ilerlemez.Bazen esans üreticileri yurtdışı veya yurtiçi kendi aralarında alım-satım yaparlar,bazen yurtiçi veya yurtdışı formül satın alıp üretim olur.Çünkü her zaman üreticinin bir ürün için zamanı olmayabilir.Özellikle de esans firmalarının rekabet ortamı içinde ve yüksek talep doğrultusunda bir ürünün argesi için harcanacak zaman, fırsat maliyeti anlamında önemli bir husustur.

Bir de GC-MS analizinde Captive olayı var ki,onu da yazmadan geçmeyeyim.Analiz sonucunda cihazın tanımlayamadığı içerik raporda Unknown olarak geçer veya cihaz teknik olarak çok yakın bir içerik olarak tanımlayabilir.Bu durumda ya parfümör devreye girip olayı çözmeye çalışır, ya da ulaşılabilen en yakın sonuçla yetinilir.

Peki Captive içerik nedir?Hammadde üreticileri;yani IFF,Givaudan,DSM-Firmenich,Symrise,Takasago,Kao,Mane vb. gibi dünyaca ünlü çok büyük ve ünlü üreticiler ve Çin menşeli diğer taklit firmaları bazen öyle bir teknoloji veya süreç ile üretim yaparlar ki,aynı düzeye diğer firmanın ulaşması zaman ve maliyet açısından çok daha pahalı olabilir veya o teknolojiye veya Ar-Ge ye erişememiş olabilirler.Bu durumda bazı hammaddelerin adı bilinir ama aynı kokuyu yukarıdaki sebeplerle birebir başka üretici üretemez,bazen bir hammaddenin adı bile bilinmez ama birtakım parfüm evleriyle bu içerik çalışılır.Son bir başka seçenekte de üretim prosesinin patenti alınmıştır ve o içeriği sadece patent sahibi firma üretebilir.

Bir de kapitalist düzenin gereği bazı endemik veya özel bitkiler ve hatta bitkilerin bulunduğu bölgeler, üreticiler tarafından bölgesel ve zamansal olarak satın alınır ve aynı koku profiline aynı bölgede olmadıkça ulaşmak doğa gereği imkansızdır.Bu durumda bu bitki veya bitkinin özü,yağı o bölgeyi satın alan üretici açısından Captive(kısıtlanmış-hapsedilmiş) hale gelir ki,o içeriği kullanan parfümü %100 taklit etmek imkansız hale gelir.

İlave:Bir parfümün piyasada taklit edilmesinin önüne geçmenin bu sebeple yöntemlerinden biri, formülde doğal içeriklere yer vererek formülü karmaşık hale getirmektir.Bir diğer seçenek,büyük üreticiden,kendisine veya kendisi gibi birkaç parfümevine özel üretilen Captive hammadde ile ulaşılamaz olmaktır.Bir bir başka seçenek de,ud,yasemin,neroli,müge yağı/absolü gibi çok pahalı içeriklere bolca yer vererek maliyeti yükseltmek ve böylece aynı kokuyu başkasının ucuza üretebilmesinin önüne geçmektir.
 
Son düzenleme:

cctaymaz

Extrait de Parfum
Satış Onaylı
Katılım
4 Şub 2020
Mesajlar
591
Konu üzerinden uzun zaman geçmiş ancak ben de kendi bildiklerimle nacizane katkı sağlayayım.GC-MS analizi için neredeyse orta ve büyük çaplı tüm esans firmaları hem cihazı,hem kütüphaneyi kullanır.Çünkü esans sektöründe 40-50bin Euro çok çok küçük rakamlar.Gülçiçek'in fabrikası Ayazağa'dan Gebze'ye taşındığında 50 milyon $ gibi bir rakamla fabrikanın ve yanındaki otelin inşa edildiğini o dönemden günümüze hala firmada çalışan arkadaşım tanıtım amacıyla gezdirdiğinde anlatmıştı.Fabrika içinde km'lerce denebilecek uzunlukta boru hattı var ve tam otomasyonla esans üretiliyor.Benzer sistemler ülkemizin ünlü esans üreticileri EPS,Seluz,Froma vb. gibi fabrikalarında da var.Bu sebeple bırakın bir cihazı,çokça cihazla çalışıldığını ve hatta Ar-Ge laboratuvarlarında her bir fabrikada onlarca uzmanın görev yaptığını biliyorum.

Ancak esans üretiminde süreç sadece böyle ilerlemez.Bazen esans üreticileri yurtdışı veya yurtiçi kendi aralarında alım-satım yaparlar,bazen yurtiçi veya yurtdışı formül satın alıp üretim olur.Çünkü her zaman üreticinin bir ürün için zamanı olmayabilir.Özellikle de esans firmalarının rekabet ortamı içinde ve yüksek talep doğrultusunda bir ürünün argesi için harcanacak zaman, fırsat maliyeti anlamında önemli bir husustur.

Bir de GC-MS analizinde Captive olayı var ki,onu da yazmadan geçmeyeyim.Analiz sonucunda cihazın tanımlayamadığı içerik raporda Unknown olarak geçer veya cihaz teknik olarak çok yakın bir içerik olarak tanımlayabilir.Bu durumda ya parfümör devreye girip olayı çözmeye çalışır, ya da ulaşılabilen en yakın sonuçla yetinilir.

Peki Captive içerik nedir?Hammadde üreticileri;yani IFF,Givaudan,DSM-Firmenich,Symrise,Takasago,Kao,Mane vb. gibi dünyaca ünlü çok büyük ve ünlü üreticiler ve Çin menşeli diğer taklit firmaları bazen öyle bir teknoloji veya süreç ile üretim yaparlar ki,aynı düzeye diğer firmanın ulaşması zaman ve maliyet açısından çok daha pahalı olabilir veya o teknolojiye veya Ar-Ge ye erişememiş olabilirler.Bu durumda bazı hammaddelerin adı bilinir ama aynı kokuyu yukarıdaki sebeplerle birebir başka üretici üretemez,bazen bir hammaddenin adı bile bilinmez ama birtakım parfüm evleriyle bu içerik çalışılır.Son bir başka seçenekte de üretim prosesinin patenti alınmıştır ve o içeriği sadece patent sahibi firma üretebilir.

Bir de kapitalist düzenin gereği bazı endemik veya özel bitkiler ve hatta bitkilerin bulunduğu bölgeler, üreticiler tarafından bölgesel ve zamansal olarak satın alınır ve aynı koku profiline aynı bölgede olmadıkça ulaşmak doğa gereği imkansızdır.Bu durumda bu bitki veya bitkinin özü,yağı o bölgeyi satın alan üretici açısından Captive(kısıtlanmış-hapsedilmiş) hale gelir ki,o içeriği kullanan parfümü %100 taklit etmek imkansız hale gelir.

İlave:Bir parfümün piyasada taklit edilmesinin önüne geçmenin bu sebeple yöntemlerinden biri, formülde doğal içeriklere yer vererek formülü karmaşık hale getirmektir.Bir diğer seçenek,büyük üreticiden,kendisine veya kendisi gibi birkaç parfümevine özel üretilen Captive hammadde ile ulaşılamaz olmaktır.Bir bir başka seçenek de,ud,yasemin,neroli,müge yağı/absolü gibi çok pahalı içeriklere bolca yer vererek maliyeti yükseltmek ve böylece aynı kokuyu başkasının ucuza üretebilmesinin önüne geçmektir.
Türker hocam yine çok güzel bilgiler edindim, teşekkür ederim. Aklıma takılan bir şey oldu bu noktada. Captive hammaddenin tekrar elde edilememesi yani tükenmesi mümkün mü? Mümkünse bu parfümün sürekliliği nasıl sağlanır?
 

Said

Perfume Lover
Satış Onaylı
Katılım
30 May 2019
Mesajlar
1,357
Bir de kapitalist düzenin gereği bazı endemik veya özel bitkiler ve hatta bitkilerin bulunduğu bölgeler, üreticiler tarafından bölgesel ve zamansal olarak satın alınır ve aynı koku profiline aynı bölgede olmadıkça ulaşmak doğa gereği imkansızdır.Bu durumda bu bitki veya bitkinin özü,yağı o bölgeyi satın alan üretici açısından Captive(kısıtlanmış-hapsedilmiş) hale gelir ki,o içeriği kullanan parfümü %100 taklit etmek imkansız hale gelir.
grasse de lancome, chanel gibi markaların özel bahçelerinin vs. olduğunu biliyordum ama endemik bir ürünün yetiştiği bölgeyi tamamen satın alan da hiç duymamıştım. ud ağaçları için -iç çatışmalara neden olan- bunu okumuştum ama o da tarla kavgası edenler gibi daha çok yerel üretici noktasındalar diye sanıyordum.

Bir parfümün piyasada taklit edilmesinin önüne geçmenin bu sebeple yöntemlerinden biri, formülde doğal içeriklere yer vererek formülü karmaşık hale getirmektir.Bir diğer seçenek,büyük üreticiden,kendisine veya kendisi gibi birkaç parfümevine özel üretilen Captive hammadde ile ulaşılamaz olmaktır.Bir bir başka seçenek de,ud,yasemin,neroli,müge yağı/absolü gibi çok pahalı içeriklere bolca yer vererek maliyeti yükseltmek ve böylece aynı kokuyu başkasının ucuza üretebilmesinin önüne geçmektir.

son kısımdaki maliyeti yükseltme taktiği de Joy, 1000, no.22 gibi bilinen örnekleri -en azından ana akım içinde- eskiden belki daha fazlaydı ama artık çok daha nadir. Clive, Henry Jacques gibi düzenli uygulayanları fiyat politikası nedeniyle dışarı alırsak, daha ulaşılabilirlerden güncel Amouage ve Chanel gibi arada uygulayanlar da değerli malzemeyi mesela bir Joy gibi ana aktör olarak değil, modifiye edici olarak kullanıyor (le lion, interlude black iris deki süsen gibi). sanırım artık şirketler -hitap ettiği kişi sayısı az ve anlaşılması zor olan kaliteyi- kısıp, üretimdeki tüm süreçlerin hızını artırmak, biraz reklam ve pohpohlamak ve kısa süreli popülerliklerle daha stabil ve kolay kâr elde ettiklerini keşfettiler. bu taktikte başarısızlığı telafi etmek çok daha kolay. gelecek bir başarı ise yine büyük kâr getirir.

müge için de enfleurge dışında (o da klasik enfleurge dan farklı olmak üzere), absolute ve esansiyel yağı pratikte asıl kokuyu yansıtmadığı ve verimi çok düşük olduğu için üretilmiyor diye biliyordum. artisanlar içinde pomatlarda, tütsülerde vs. kullanımına rastladım ama alkolik bir parfümde doğalının hiç kullandığını duymamıştım.
 
Son düzenleme:

Argus

Eau de Cologne
Katılım
18 Nis 2024
Mesajlar
68
grasse de lancome, chanel gibi markaların özel bahçelerinin vs. olduğunu biliyordum ama endemik bir ürünün yetiştiği bölgeyi tamamen satın alan da hiç duymamıştım. ud ağaçları için -iç çatışmalara neden olan- bunu okumuştum ama o da tarla kavgası edenler gibi daha çok yerel üretici noktasındalar diye sanıyordum.



son kısımdaki maliyeti yükseltme taktiği de Joy, 1000, no.22 gibi bilinen örnekleri -en azından ana akım içinde- eskiden belki daha fazlaydı ama artık çok daha nadir. Clive, Henry Jacques gibi düzenli uygulayanları fiyat politikası nedeniyle dışarı alırsak, daha ulaşılabilirlerden güncel Amouage ve Chanel gibi arada uygulayanlar da değerli malzemeyi mesela bir Joy gibi ana aktör olarak değil, modifiye edici olarak kullanıyor (le lion, interlude black iris deki süsen gibi). sanırım artık şirketler -hitap ettiği kişi sayısı az ve anlaşılması zor olan kaliteyi- kısıp, üretimdeki tüm süreçlerin hızını artırmak, biraz reklam ve pohpohlamak ve kısa süreli popülerliklerle daha stabil ve kolay kâr elde ettiklerini keşfettiler. bu taktikte başarısızlığı telafi etmek çok daha kolay. gelecek bir başarı ise yine büyük kâr getirir.

müge için de enfleurge dışında (o da klasik enfleurge dan farklı olmak üzere), absolute ve esansiyel yağı pratikte asıl kokuyu yansıtmadığı ve verimi çok düşük olduğu için üretilmiyor diye biliyordum. artisanlar içinde pomatlarda, tütsülerde vs. kullanımına rastladım ama alkolik bir parfümde doğalının hiç kullandığını duymamıştım.
Maliyeti yükseltme kısmını bilemem ama genelde allanıp pullanan "özel" içerikler (süsen absolute, orris butter, işte bilmemneredeki dağda yetişen ylang-ylang, ambergrisler, oudlar falan) genelde büyük oranda çok çok iyi tasarlanmış akorlar ve o akorları doğallığa yaklaştırmak için ve etikete, reklama yazabilmek için eklenen 0.01%-0.1% oranlarında eklenen doğal, çok kaliteli hammaddelerle yapılıyor. Zaten misal: süper kaliteli bir Ylang-ylang parfümünü ele alalım: buram buram muzsu-kirli-vanilik-indolik ylang kokuyor diyelim. IFRA Ylang limiti 0.73% bitmiş üründe. Yani %20 edp de 3.65% falan. İçeriğindeki diğer ifra kısıtlı moleküllerin parfümdeki diğer içerikler ile birikmesi sonucu pratikte daha da az olabilir. Yani Ifra uyumlu uluslararası pazara girmek isteyen firma, "ben 100 dolarlık ylang özütü koyacağım içine" dese bile koyamaz (koymaz da, manyak mı?) sentetiklerden ve izole doğallardan terkip güzel bir ylang akoru ile doğal, kaliteli ylangını az miktarda birleştirerek çok güçlü bir ylang parfümü yapabilir. Bu örnek pek çok içeriğe uygulanmakta. Süslü püslü şişelerde "dünyanın en seçkin ambergrisleri, en muhteşem vanilyaları" falan diye 300-500 euroya pazarlanan parfümlerin hülyasına kapılan arkadaşlar seçkinlik algısı, lüks göz boyamaya falan kapılmadan "koku güzel mi, koku ne hissettiriyor" sorularını kendilerine sormalı. Yoksa Hype bombardımanı altında yitip gidiyor nice burunlar ve cüzdanlar. :) Sizin yazınız vesile aktarmak istedim. Sevgiler.
 

Said

Perfume Lover
Satış Onaylı
Katılım
30 May 2019
Mesajlar
1,357
Maliyeti yükseltme kısmını bilemem ama genelde allanıp pullanan "özel" içerikler (süsen absolute, orris butter, işte bilmemneredeki dağda yetişen ylang-ylang, ambergrisler, oudlar falan) genelde büyük oranda çok çok iyi tasarlanmış akorlar ve o akorları doğallığa yaklaştırmak için ve etikete, reklama yazabilmek için eklenen 0.01%-0.1% oranlarında eklenen doğal, çok kaliteli hammaddelerle yapılıyor. Zaten misal: süper kaliteli bir Ylang-ylang parfümünü ele alalım: buram buram muzsu-kirli-vanilik-indolik ylang kokuyor diyelim. IFRA Ylang limiti 0.73% bitmiş üründe. Yani %20 edp de 3.65% falan. İçeriğindeki diğer ifra kısıtlı moleküllerin parfümdeki diğer içerikler ile birikmesi sonucu pratikte daha da az olabilir. Yani Ifra uyumlu uluslararası pazara girmek isteyen firma, "ben 100 dolarlık ylang özütü koyacağım içine" dese bile koyamaz (koymaz da, manyak mı?) sentetiklerden ve izole doğallardan terkip güzel bir ylang akoru ile doğal, kaliteli ylangını az miktarda birleştirerek çok güçlü bir ylang parfümü yapabilir. Bu örnek pek çok içeriğe uygulanmakta. Süslü püslü şişelerde "dünyanın en seçkin ambergrisleri, en muhteşem vanilyaları" falan diye 300-500 euroya pazarlanan parfümlerin hülyasına kapılan arkadaşlar seçkinlik algısı, lüks göz boyamaya falan kapılmadan "koku güzel mi, koku ne hissettiriyor" sorularını kendilerine sormalı. Yoksa Hype bombardımanı altında yitip gidiyor nice burunlar ve cüzdanlar. :) Sizin yazınız vesile aktarmak istedim. Sevgiler.
elbette bu çoğu zaman doğru ama zaten maliyeti özellikle bu amaçla yükseltmeye çalışan bir firma ifra kısıtlaması katı olan doğallar yerine orris butter (kg/~100.000 usd) gibi materyallere yöneliyor. tabi nadiren, mesela rose absolute için -normalde <%1,78 gibi olabilecekken- Rose de Jamal deki gibi özel bir türü veya fraksiyonu %5,5 kullanımına olanak sağlamış. ama dediğiniz gibi bu %99 çoğunlukla titizlikle hazırlanmış bir akor oluyor. kaldı ki, mesela çoğu kişi La Pausa'daki irisi mi sever (%6,6 !), yoksa Prada Iris'i mi, Iris Silver Mist'i mi? bu, oranlardan ve hatta belli bir ölçüde kalite ve hammaddeden bağımsız olarak, kokuyu yapanın ve pek tabi koklayanın hayal gücü ve yeteneğine bağlı. örnek olarak aşağıya doğal irisin bazı kokulardaki kullanım ve oranını inceleyen bir belge bırakıyorum ki oradaki %6,6 yi geçtim %0,1 ler bile aslında şimdinin dünyasında o kokuyu "maliyeti yükseltme" stratejisine dahil edebilecek kadar yüksek bir oran.
 

Ekli dosyalar

  • 1000060178.jpg
    1000060178.jpg
    726 KB · Görüntüleme: 19
Son düzenleme:
Üst