Bu Kitapları Okumadan Olmaz.

cecilia

Extrait de Parfum
Satış Onaylı
Katılım
26 Ara 2016
Mesajlar
427
Orhan Pamuk, Murathan Mungan, Gorki, Umberto Eco, Sabahattin Ali, Jules Verne,
kitapları değilde sevdiğim yazarları bırakayım buraya
 

serefberktosun

Eau de Cologne
Katılım
31 Ara 2022
Mesajlar
22
Muhakkak okunması gereken kitaplar listesi bir çok yerde var ama ne kadar gerçekçi emin değilim.Sizleri en çok etkileyen kitaplar hangileri? Ben kendi adıma yalın yazım dili olan kitapları seviyorum.Kim kimdi gibi birbirine yakın isimlerin geçtiği kitapları, sayfalarca betimlemeye giren kitapları sevmiyorum.Bu sebeple aşağıda yazdığım kitapları herkese öneririm

zülfü livaneli serenad : bu kitabı muhakkak okuyun çok sadece bir anlatımı var.Bilmediğiniz yeni şeyler öğrenecek, şaşıracak ve mutlu olacaksınız.bence bir baş yapıt

ken grimwood sil baştan : muhteşem bir bilim kurgu.Özellikle yas dönemindeyseniz hayata karşı kaygılarınız varsa muhakkak okuyun derim

zülfü livaneli kardeşimin hikayesi : bir livaneli klasiği,bir katil var onu arıyacaksınız.Sevgiye dair içinizi ısıtacak bir kitap

orhan pamuk masumiyet müzesi : normalde betimlemelerle dolu kitapları sevmem.Bu kitapta 30-40 sayfa okuyorsunuz ama hiç bişey olmuyor sayfalarca betimleme var ancak kitabın sonuna geldikçe kendinizi kahramanın yerine koyuyorsunuz onun ruh haline giriyorsunuz.Kara sevda çekmişler okusun derim.

José Mauro de Vasconcelos şeker portakalı : Zeze sen ne tatlı çocuksun öyle.Muhakak okunması gereken bir dünya klasiği

Irvin D. Yalom bir psikiyatristin anıları : Çok başarılı bir kitap.Psikolojiye ilgisi olanlar okumalı

Gary Small bir psikiyatristin gizli defteri : Çok başarılı bir kitap.Psikolojiye ilgisi olanlar okumalı

José Saramago Körlük : Bir dünya klasiği okumadan olmaz.Squit game halt etmiş.İnsanın nasıl vahşileştiği sizi şaşırtacak

Sabahattin Ali Kürk Mantolu Madonna : Okuması kolay türk edebiyatı klasiği beklentimi karşılamasada yinede çok güzeldi

zülfü livaneli son ada : Livanelinin en siyasi kitabı.Komünizim toz pembe gösterilsede çok başarılı bir anlatımı var.Böyle bir adada yaşayacaksak herkes komünist olur :)
Jose Saramago - Körlük kitabının yeri bende hep ayrı olacak çünkü bu kitabı okuduktan sonra covid-19 oldum :)

Bir salgın kitabı okuyup, salgın bir hastalığa yakalanmak... :) :)
 

elle61

Vintage Parfum
Satış Onaylı
Katılım
4 Ocak 2016
Mesajlar
7,030
İkaros'un Sayıklamaları adlı kitabı biraz önce sipariş verdim, inşallah güzel çıkar. Forumun bana kattığı değerlerden, güzelliklerden bir tanesi olsun bu kitap.
 

Mürekkep Kokusu

Eau de Cologne
Katılım
14 Tem 2024
Mesajlar
56
John Steinbeck Cennetin Doğusu, Emile Zola Hayvanlaşan İnsan, Aytmayov Toprak Ana, Livaneli Son Kuşlar Adası, Ahmet Ümit Kayıp Tanrılar Ülkesi ve Patasana .... uzaaarrr gider. Latinlerinde dediği gibi; Kitap çok, sanat sonsuz, ömür kısa...
 

Cengo

Eau de Parfum
Katılım
21 Nis 2025
Mesajlar
177
Yukarıda yazılanlara ek olarak;

Franz Kafka: Dönüşüm,Şato
Emile Zola: Germinal
Jose Saramago: Körlüğün hemen ardından Görmek okunmalı
Stefan Zweig: Satranç
Amin Maalouf: Doğunun Limanları, Tanios Kayası
Hermann Hesse : Bozkırkurdu,Siddhartha
Sabahattin Ali: Kuyucaklı Yusuf
Jean-Christophe Grange Kızıl Nehirler
Tebrikler, hepsi birbirinden güzel eserler. Kendimden başka Amin Maalouf'un Tanios Kayası'nı öneren ilk sizi gördüm, bence en kıymetli ve sofistike eseri gözardı edilse de.
 

KeNZai

Perfume Lover
Satış Onaylı
Katılım
23 Ara 2024
Mesajlar
1,270
george orwell - 1984
distopya edebiyatının başyapıtı. tek bir bireyin, her şeyi gören bir iktidarın gölgesinde nasıl silikleştiğini anlatıyor. ama sadece bir rejim eleştirisi değil, insan doğasına ve hafızasına dair de çok sert sorular soruyor. “gerçek” nedir, kim tanımlar? bu kitap seni hem ürkütür hem de bir süre boşluğa düşürür. zamansız.

j.r.r. tolkien - silmarillion
yüzüklerin efendisi'nin derin mitolojik kökleri burada yatıyor. destan gibi, şiir gibi, bazen kutsal kitap gibi okunur. herkesin kaldırabileceği bir kitap değil ama hayal gücüne doymak isteyenler için bir hazine. tolkien bu evreni kurarken tanrıların bile ruhuna dokunmuş gibi hissettiriyor.

jack weatherford - cengiz han
klişeleri yıkan bir tarih anlatısı. cengiz han’ı sadece bir savaş makinesi gibi değil, hukukçu, stratejist ve kültürel bir figür olarak ele alıyor. doğudan gelen bir liderin batıyı nasıl sarstığını okurken tarih kitaplarında neden böyle anlatılmadığını sorguluyorsun. tarih seven herkesin okuması gerekenlerden.

j.r.r. tolkien - bitmemiş öyküler
orta dünya'nın farklı çağlarından tamamlanmamış ama çok önemli metinler içerir. númenor'un yükselişi ve çöküşü, galadriel'in geçmişi, gondor'un ilk yılları gibi pek çok kritik konuyu işler. silmarillion'u okuyan biri için bu kitap, boşlukları doldurur.

j.r.r. tolkien - húrin’in çocukları
túrin turambar'ın karanlık ve trajik hikâyesi. morgoth'un lanetiyle şekillenen bu öykü, tolkien'in mitolojik anlatımının en güçlü örneklerinden biridir. silmarillion'da kısaca geçen bu hikâye burada başlı başına bir roman olarak anlatılır.

jules verne - dünyanın merkezine yolculuk
bu kitap, bilimsel merakın ve keşfin doruk noktasıdır. verne, yerin altındaki dev mantar ormanları, tarih öncesi yaratıklar ve yer altı denizleriyle adeta başka bir dünya kurar. hem bilimsel teorileri işler hem de insanın bilinmeyene duyduğu tutkuyu anlatır.

jules verne - denizler altında yirmi bin fersah
kaptan nemo, verne’in en ikonik karakterlerinden biridir. hem bir bilim insanı hem de bir trajedidir. doğaya duyduğu sevgi ve insanlığa olan kırgınlığı, kitap boyunca hissedilir. nautilus, özgürlüğün ve yalnızlığın simgesidir. teknoloji, doğa ve insan ruhu iç içe geçmiştir.

c.s lewis - narnia günlükleri (7 kitap)
narnia evreni, çocukların gözünden büyüyen ama aslında yetişkinlikte çözülen bir evrendir. her kitapta farklı karakterlerle tanışır, farklı zamanlara ve topraklara gideriz ama merkezde her zaman “aslan” yani hakikat, iyilik ve kurtuluş simgesi vardır. bu seri sadece masalsı bir macera değil; inanç, fedakârlık, kişisel dönüşüm, özgürlük ve kader gibi evrensel temaları işler. bir dolaptan geçen çocuklarla başlar ama yolculuk derinleşir; ejderhalar, cadılar, yalancı peygamberler ve nihayet evrenin sonu… narnia, basit görünen bir kapıdan geçerek iç dünyamızın derinliklerine inmektir aslında. lewis’in dili sade ama sembolleri güçlüdür. her yaşta farklı anlamlar bulabileceğin bir aynadır narnia. hem çocuk kalmak isteyenler hem de içindeki çocuğu onarmak isteyenler için eşsiz bir yolculuk.

beatrice forbes manz - timurlenk
kitabı okurken timur’un sadece ordularıyla değil, söylemiyle ve imparatorluk vizyonuyla da nasıl ilerlediğini görüyorsun. manz, onu bir psikolojik portre gibi işler: arkasındaki meşruiyet sorununu, dini ve geleneksel otoriteyle olan ince ilişkilerini, hatta kendi halkına karşı tutumunu tüm çıplaklığıyla anlatır. kitaptaki en etkileyici yönlerden biri, timur’un nasıl kendi efsanesini bilinçli bir şekilde inşa ettiğini göstermesi.

kitap akademik dille yazılmış ama sıkıcı değil; tarih okuru kadar roman sever bir okura da hitap edebilecek netlikte. timur’un başarısını anlamak için savaşlarına değil, arkasında bıraktığı siyasi izlere odaklanıyor. bir hükümdarı değil, bir zihniyeti anlatıyor.

Türk'ün en büyük Kağanı'na selam olsun!
 

prefrontalcortex

Perfume Lover
Moderatör
Katılım
10 Ağu 2024
Mesajlar
1,550
“Suç ve Ceza” nasıl yazılmamış şaşırdım.

İlk kez lisede okuduğumda hayran kalmıştım; ama asıl derinliğini ve büyüklüğünü tıp fakültesinde, özellikle psikiyatri ve adli tıp dersleri sırasında idrak ettim.

İnsan zihninin karanlık köşelerine, vicdanın kıyısında gidip gelen çatışmalara bu denli gerçekçi ve katmanlı yaklaşan bir başka eser düşünmek zor. Dostoyevski’nin kalemi, dönemin toplumsal ve bireysel çalkantılarını öylesine sarsıcı bir şekilde resmediyor ki, anlatılanların bugün hâlâ birebir karşılık bulması insanı hem hayran bırakıyor hem de düşündürüyor.

Zamanın ötesine geçen, psikolojinin ve ahlaki sorgulamanın başyapıtı…
Her okunuşta daha da büyüyen, her satırında insanı kendisiyle yüzleştiren bir metin.
Gerçekten “müthiş ötesi” bir eser.
 

KeNZai

Perfume Lover
Satış Onaylı
Katılım
23 Ara 2024
Mesajlar
1,270
nathaniel philbrick - in the heart of the sea: the tragedy of the whaleship essex

kitap, sadece hayatta kalma değil, insanın sınırlarını ve doğa karşısındaki kırılganlığını anlatıyor. moby dick'e de ilham olmuş zaten. kitap çok daha detaylı, psikolojik ve belgesel gibi.
 

umutsvs

Eau de Parfum
Katılım
5 Şub 2021
Mesajlar
179
1000103335.jpg
 

KeNZai

Perfume Lover
Satış Onaylı
Katılım
23 Ara 2024
Mesajlar
1,270
sapiens – yuval noah harari

insanı anlamaya çalışan çok kitap yazıldı ama sapiens bunu neredeyse mitolojik bir dille yapıyor. tarih, biyoloji, ekonomi, din, teknoloji… hepsini tek potada eritiyor. insan türünün kendi kendini kandırma biçimlerini, inanarak nasıl şekil aldığımızı gösteriyor. okurken “biz kimiz?” sorusu basit olmaktan çıkıyor. bitirdiğinde sadece geçmişi değil, geleceği de sorgulamaya başlıyorsun.

the name of the wind – patrick rothfuss

fantastik ama şiir gibi. kahraman değil, anlatıcı ön planda. kvothe’un hikayesi sadece büyüyle değil, müzikle, bilgiyle ve trajediyle dokunmuş. bu kitapta macera değil de anı biriktiriyorsun. dilinin akışı, dünya kurulumunun inceliği, karakterlerin insani derinliği... hepsi bir arada. uzun ama bitmesin diye yavaş yavaş okunur.

stephen king – 11/22/63

king burada korkudan çok zamanla oynuyor. bir öğretmen, tesadüfen geçmişe açılan bir kapı buluyor ve kennedy suikastını önlemeye çalışıyor. ama geçmiş, değiştirilmekten hiç hoşlanmıyor. kitap sadece tarihsel bir “ya şöyle olsaydı” hikayesi gibi değil de kader, pişmanlık ve zamanın ağırlığı üzerine ustaca bir deney. hem gerilim hem duygu var, king’in en olgun işlerinden biri.

shogun – james clavell

japonya’nın feodal dönemine batılı bir gözle değil, neredeyse samuray gözüyle bakmak bu kitapta mümkün. diplomasi, savaş, aşk, ihanet ve onur… her şey var. ama asıl mesele kültür çatışması değil, insanın uyum sağlayabilme kabiliyeti. uncharted veya one piece seviyorsan, bu kitabın atmosferi seni boğmaz, sarar.

the old man and the sea – ernest hemingway

basit bir hikaye: yaşlı bir balıkçı, deniz ve büyük bir balık. ama satır aralarında insanın onuruna, yalnızlığına ve direncine dair her şey var. hemingway burada sade dilin nasıl kudretli olabileceğini gösteriyor. okuması kolay, sindirmesi zor. bitirdiğinde bir kitap değil, bir hayat dersi taşımış oluyorsun.

dune – frank herbert

çölün ortasında bir evren, suyun altından bile daha değerli bir madde, politik labirentler... dune, sadece bir bilimkurgu sayılmaz. güç, inanç, ekoloji ve kader üzerine yazılmış bir destan. karakterlerin konuşmalarında bile felsefe var. uncharted 4’teki hazine avı neyse, dune’daki “spice” odur. ama buradaki hazine, insanın içindeki kontrol isteği.

the art of war – sun tzu

bu kitap sadece askerî strateji değil, hayatta kalmanın kılavuzu. iş, siyaset, ilişkiler… her alanda geçerli prensiplerle dolu. ama asıl değerini sessizliğinde buluyorsun; “savaşmadan kazanmak” düşüncesi, zamanla bir felsefeye dönüşüyor. okuyan herkesin yaşıyor gibi hissettiği o kadim bilgelik burada.

the alchemist – paulo coelho

herkesin bir “kişisel menkıbesi” vardır der coelho. bu kitap basit görünür ama derin bir yankı bırakır. kimileri için spiritüel, kimileri için felsefi bir yolculuktur. ama özü şudur: kaderini ararken, zaten orada olduğunu fark etmek. narnia gibi, basit bir hikayede büyük hakikat gizlidir.

the call of the wild – jack london

soğuk topraklar, vahşi doğa, içgüdüler… ama aslında insanın içindeki hayvanla barışma hikayesi. buck sadece bir köpek değil, insanın unuttuğu doğa sesidir. london’un anlatımı öyle canlıdır ki, karın altında yürüyen adımları duyarsın. doğa temalı ama insanın özüne dokunan bir eser.

the picture of dorian gray – oscar wilde

ahlak, güzellik, günah ve yozlaşma… wilde’ın kalemi zehirli bir zarafete sahip. dorian gray’in hikayesi sadece bir portre değil, insanın kendi vicdanına ihanetinin resmi. cümleler öyle keskin ki, her satırda bir aforizma gizli. okuduktan sonra kendi yansımana biraz daha dikkatli bakarsın.
 

Pervane

Perfume Lover
Satış Onaylı
Katılım
16 Kas 2017
Mesajlar
1,367
sapiens – yuval noah harari

insanı anlamaya çalışan çok kitap yazıldı ama sapiens bunu neredeyse mitolojik bir dille yapıyor. tarih, biyoloji, ekonomi, din, teknoloji… hepsini tek potada eritiyor. insan türünün kendi kendini kandırma biçimlerini, inanarak nasıl şekil aldığımızı gösteriyor. okurken “biz kimiz?” sorusu basit olmaktan çıkıyor. bitirdiğinde sadece geçmişi değil, geleceği de sorgulamaya başlıyorsun.

the name of the wind – patrick rothfuss

fantastik ama şiir gibi. kahraman değil, anlatıcı ön planda. kvothe’un hikayesi sadece büyüyle değil, müzikle, bilgiyle ve trajediyle dokunmuş. bu kitapta macera değil de anı biriktiriyorsun. dilinin akışı, dünya kurulumunun inceliği, karakterlerin insani derinliği... hepsi bir arada. uzun ama bitmesin diye yavaş yavaş okunur.

stephen king – 11/22/63

king burada korkudan çok zamanla oynuyor. bir öğretmen, tesadüfen geçmişe açılan bir kapı buluyor ve kennedy suikastını önlemeye çalışıyor. ama geçmiş, değiştirilmekten hiç hoşlanmıyor. kitap sadece tarihsel bir “ya şöyle olsaydı” hikayesi gibi değil de kader, pişmanlık ve zamanın ağırlığı üzerine ustaca bir deney. hem gerilim hem duygu var, king’in en olgun işlerinden biri.

shogun – james clavell

japonya’nın feodal dönemine batılı bir gözle değil, neredeyse samuray gözüyle bakmak bu kitapta mümkün. diplomasi, savaş, aşk, ihanet ve onur… her şey var. ama asıl mesele kültür çatışması değil, insanın uyum sağlayabilme kabiliyeti. uncharted veya one piece seviyorsan, bu kitabın atmosferi seni boğmaz, sarar.

the old man and the sea – ernest hemingway

basit bir hikaye: yaşlı bir balıkçı, deniz ve büyük bir balık. ama satır aralarında insanın onuruna, yalnızlığına ve direncine dair her şey var. hemingway burada sade dilin nasıl kudretli olabileceğini gösteriyor. okuması kolay, sindirmesi zor. bitirdiğinde bir kitap değil, bir hayat dersi taşımış oluyorsun.

dune – frank herbert

çölün ortasında bir evren, suyun altından bile daha değerli bir madde, politik labirentler... dune, sadece bir bilimkurgu sayılmaz. güç, inanç, ekoloji ve kader üzerine yazılmış bir destan. karakterlerin konuşmalarında bile felsefe var. uncharted 4’teki hazine avı neyse, dune’daki “spice” odur. ama buradaki hazine, insanın içindeki kontrol isteği.

the art of war – sun tzu

bu kitap sadece askerî strateji değil, hayatta kalmanın kılavuzu. iş, siyaset, ilişkiler… her alanda geçerli prensiplerle dolu. ama asıl değerini sessizliğinde buluyorsun; “savaşmadan kazanmak” düşüncesi, zamanla bir felsefeye dönüşüyor. okuyan herkesin yaşıyor gibi hissettiği o kadim bilgelik burada.

the alchemist – paulo coelho

herkesin bir “kişisel menkıbesi” vardır der coelho. bu kitap basit görünür ama derin bir yankı bırakır. kimileri için spiritüel, kimileri için felsefi bir yolculuktur. ama özü şudur: kaderini ararken, zaten orada olduğunu fark etmek. narnia gibi, basit bir hikayede büyük hakikat gizlidir.

the call of the wild – jack london

soğuk topraklar, vahşi doğa, içgüdüler… ama aslında insanın içindeki hayvanla barışma hikayesi. buck sadece bir köpek değil, insanın unuttuğu doğa sesidir. london’un anlatımı öyle canlıdır ki, karın altında yürüyen adımları duyarsın. doğa temalı ama insanın özüne dokunan bir eser.

the picture of dorian gray – oscar wilde

ahlak, güzellik, günah ve yozlaşma… wilde’ın kalemi zehirli bir zarafete sahip. dorian gray’in hikayesi sadece bir portre değil, insanın kendi vicdanına ihanetinin resmi. cümleler öyle keskin ki, her satırda bir aforizma gizli. okuduktan sonra kendi yansımana biraz daha dikkatli bakarsın.
11 22 63'ün dizisi de çok güzel.
 
Üst