Kitaplardan Alıntılar

U

ukiyo

Misafir
ALIŞKANLIK
Bir köylü kadın, bir danayı doğar doğmaz kucağına alıp sevmiş, sonra da bunu adet edinmiş, her gün danayı kucağına alıp taşırmış; sonunda buna o kadar alışmış ki dana büyüyüp koskoca öküz olduğu zaman, onu yine kucağında taşıyabilmiş. Bu hikayeyi kim uydurduysa, alışkanlığın ne büyük bir güç olduğunu çok iyi anlatmış olacak. Gerçekten alışkanlık pek yaman bir hocadır ve hiç şakası yoktur. Yavaş yavaş, sinsi sinsi içimize ilk adımını atar; başlangıçta kuzu gibi sevimli, alçak gönüllüdür ama, zamanla, oraya yerleşip kökleşti mi, öyle azılı, öyle amansız bir yüz takınır ki kendisine, gözlerimizi bile kaldırmaya izin vermez…

Bence en büyük kötülüklerimiz, küçük yaşımızda belirmeye başlar ve asıl eğitimimiz bizi emzirip büyütenlerin elindedir. Çocuk bir tavuğun boynunu sıkar, kediyi, köpeği oyuncak edip yara bere içinde bırakır; anası da ona bakıp eğlenir. Kimi baba da, oğlunun savunmasız bir köylüyü, bir uşağı öldüresiye dövdüğünü, bir arkadaşını kurnazca ve kahpece aldattığını gördüğü zaman, bunu yiğitlik belirtisi sayarak sevinir. Oysa bunlar zalimliğin, zorbalığın, dönekliğin asıl tohumları, kökleridir; çocukta filizlenirler, sonra alışkanlığın kucağında, alabildiğine büyüyüp gelişirler. Bu kötü yöntemleri yaşın küçüklüğüne ve işin önemsizliğine bakarak hoş görmek tehlikeli bir eğitim yoludur. Önce şu bakımdan ki, çocukta doğa egemendir ve doğa asıl yeni tomurcuk salarken katıksız ve gürbüzdür; sonra da, hırsızlığın çirkinliği, çalınan şeye göre değişmez ki: Ha altın çalmışsın, ha bir iğne. «İğne çaldı, ama altın çalmak aklına bile gelmez» diyenlere benim diyeceğim şudur: «İğneyi çaldıktan sonra niçin altını da çalmasın?»
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

fyodor

Eau de Parfum
Katılım
26 Ara 2016
Mesajlar
340
Bir insanı unutabilirsin...
Bir insanın sana neler yaptığını da unutabilirsin...
Ama o insanın sana ne hissettirdiğini asla unutamazsın...
Freud


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
 
U

ukiyo

Misafir
Sevgili Leyla,
Nettin anam? İşin gücün nicedir? Gene astın beni bu sıralar. Ben de sıkmağa başladım ya. Elimde değil. Sensiz tadı yok evrenimin. Bütün günlerimi hemen hemen seninle konuşarak geçiriyorum. Bir yargıya mı varıcam, sana danışıyorum. Çok güzel bir şey bu. Yaşamamı anlamlı kılan bu. Herhal o azizler, evliyalar, İsalar da Tanrılarıyla böyle konuşurdu. Bir tertemiz sükun, riyadan,zulümden, içsel murdarlıktan bir uzaklık...Bu yüzden mi ne? Çok tehlikeli konularda bile bazılarının zorunlu saydığı tedbirli dövüşü hor görüyorum. Beni o orta çağ yiğitlerine götürüyorsun. Forumu okudun mu bilmem. Tabii senin düşünlerin kesin bir önemde benim için. Sana güvenmediğim hiçbir konu yok! O hayın zekana anlatamayacağım bir hayranlık duyuyorum. Ben megaloman sanılacak kadar kendimi bir şeyler sanırdım oysa. Biraz da şımartılmadığım değil! Oysa senin o çırılçıplak meseleleri ortaya koyuşunla benim terletici uğraşım nispetlenemez bile. Seninki bir deli uçan su, hatta bir Niagara. Benimkiyse şu bizim Allahlık terkos musluklarından herhangi biri!
Müthiş özledim seni. Apışıp kaldığım da bu. Yahu ben ömrümde hiçbir kavram üzerinde yarım saatten fazla uğraşmadım. Ya hep kolay işler çattı bana, ya da her nasılsa söktürdüm işte. Ama şimdi. Dünyanın en tükenmez mutluluğundayım. Ne yana dönsem sen. Elimi neye uzatsam yalnız değilim.
Yazıver canım, yazıver bana.
 

almıla

Perfume Lover
Katılım
23 Tem 2016
Mesajlar
1,928
Varlığı büyük boşlukları dolduracak mahiyette değildi; fakat yokluğu müthişti!

Sabahattin Ali
 
U

ukiyo

Misafir
“…Yalnızca bir günah vardır, tek bir günah. O da hırsızlıktır.

Onun dışındaki bütün günahlar, hırsızlığın bir çeşitlemesidir…

Bir insanı öldürdüğün zaman, bir yaşamı çalmış olursun. Karısının elinden bir kocayı, çocuklarından bir babayı almış olursun.

Yalan söylediğinde, birinin gerçeğe ulaşma hakkını çalarsın.

Hile yaptığın, birini aldattığın zaman doğruluğu, haklılığı çalmış olursun.

Anlıyor musun?”
 

ERGUN

Administrator
Yönetici
Katılım
3 Nis 2015
Mesajlar
3,831
-cesaret, korkmamak değildir! cesaret, tam tersine çok korkmak ama yine de “ben varım” demektir. cesaret, korkuya rağmen eylemdir. birinci sınıf bir histir. “şans cesurlara güler” denir. evet, şans ancak eylemcilere, hareket edenlere, bir şeyler yapanlara yardım eder. kıçının üstünde oturanların ayağına gitmez.

genç bir işadamına
 

almıla

Perfume Lover
Katılım
23 Tem 2016
Mesajlar
1,928
Herkes çok iyi bilir ki, bazen bir saatlik süre insana ömür kadar uzun gelirken,
bazen de göz açıp kapayıncaya kadar geçip gider.
Zamanın bu garip kısalığı uzunluğu, o saat içinde yaşanan olaylara bağlıdır.
Çünkü zaman yaşamın kendisidir.
Ve yaşamın yeri yürektir.

Momo
 

almıla

Perfume Lover
Katılım
23 Tem 2016
Mesajlar
1,928
'Şu anda, sana güzel bir söz söyleyebilmek için, on bin kitap okumuş olmayı isterdim' dedi
Gene de az gelişmiş bir cümle söylemeden içim rahat etmeyecek:
'Seni tanıdığıma çok sevindim kendi çapımda...'

Tutunamayanlar
 

almıla

Perfume Lover
Katılım
23 Tem 2016
Mesajlar
1,928
Peki ya gelmeyince ne oldu, onu mu merak ediyorsunuz?
Sorunun cevabı içinde. Gelmemenin bir vakti yoktur.
İnsan coşkuyla beklerken ne kadar zaman geçerse, o büyük günün yaklaştığına o kadar inanır..
Bir yıl mı geçmiş? Ne yapalım, dersiniz, hazırlanması en az bir yıl sürerdi zaten...
İki yıl mı geçmiş? Gelmesinin eli kulağındadır...

Doğunun Limanları
 
U

ukiyo

Misafir
"Sana hiçbir zaman gül bahçesi vadetmedim ben. Hiçbir zaman kusursuz bir adalet vadetmedim. Ve hiçbir zaman huzur ya da mutluluk vadetmedim. Sana ancak bunlarla savaşma özgürlüğüne kavuşmanda yardımcı olabilirim. Sana sunduğum tek gerçeklik savaşım. Ve sağlıklı olmak, gücünün yettiği kadarıyla, bu savaşımı kabul edip etmemekte özgür olmak demektir. Ben yalan şeyler vadetmem hiç. Kusursuz, güllük gülistanlık bir dünya masalı koca bir yalandır... Üstelik böyle bir dünya çok can sıkıcı bir yer olur."
 

Pervane

Pure Parfum
Satış Onaylı
Katılım
16 Kas 2017
Mesajlar
977
Dediler, derler, desinler, diyecekler kaydını
Atmadıkça hayat hep kin ü kudurettir sana

Dediler, derler, desinler, diyecekler düşüncesini kafandan silip atmadıkça hayat senin için kin ve kederden ibarettir.

Osman Kemali Hazretleri - Aşk Sızıntıları Şerhi
 
U

ukiyo

Misafir
"Her yanım yara bere içinde kaldı ama ölmedim. Her yanım kanrevan içinde kaldı ama ölmedim. Üstüm başım toz toprak içinde ayağa kalktım ve çektiğim acılara aldırmadan dik durmaya çalışarak -özellikle de başımı dik tutarak- ağır adımlarla yürümeye devam ettim. Ayaklarım acıdı, sızladı, yürümekten vazgeçmedim. Sonra kimsenin bana bakmadığını, ilgilenmediğini fark ettiğim bir yerde, artık herkes kendi hayatının uçurumlarından sakınmak için başka yerlere dikkat kesildiğinde, kendimi usulca yere bıraktım ve uzunca bir süre öylece kalakaldım. Ellerim, yüzüm, ağzım, dilim kan oldu; dudaklarımda kan lekesi. Üzerime bulaşan kanımı kendi gözyaşlarımla temizleyinceye kadar ağladım..."
 

Aragon

Extrait de Parfum
Yasaklandı
Katılım
4 Kas 2018
Mesajlar
389
Sen bana bakma , Ben senin baktığın yerde olurum.
 
U

ukiyo

Misafir
upload_2019-11-7_0-0-45.jpeg


...
 

Ekli dosyalar

  • upload_2019-11-7_0-0-22.jpeg
    upload_2019-11-7_0-0-22.jpeg
    3 MB · Görüntüleme: 147

Aragon

Extrait de Parfum
Yasaklandı
Katılım
4 Kas 2018
Mesajlar
389
Hepsini anlatmalıyım. Ancak böyle bir itiraf ve tanıklıktan sonra acılar
aşılabilir, hayat sadeleşebilir. Zülfü Livaneli -Serenad
 
U

ukiyo

Misafir
"Ben zannediyordum ki ömürlerimizin teknesini istediğimiz sahile götürmek için yalnız onun dümenini ele almak kafidir. Şimdi anlıyorum ki değilmiş. Yollar görünmez kayalarla doluymuş. Onlara çarpmamak lazımmış. Daha fenası gizli cereyanlar varmış ki insan onlara kapıldığı zaman yolun değiştiğini, gittikçe uzaklaştığını fark edemezmiş... Ta ki kendisini başka sahillere düşmüş görünceye kadar."
 
U

ukiyo

Misafir
“...Fakat hiçbir şey, yeryüzündeki hiçbir şey bir insanın çaresizliğini, kendisinden böyle tamamen vazgeçtiğini, canlı bir ölü haline geldiğini bu hareketsizlik kadar sarsıcı bir şekilde ifade edemez. Orada öylece hiç kımıldamadan boşalan yağmurun altında oturuyordu. Ayağa kalkıp birkaç adım ötedeki saçağın altına gidemeyecek kadar, kendi bedenini, kendi canını umursamayacak kadar yorgundu. Hiçbir heykeltıraş, hiçbir şair, ne Michelangelo ne de Dante umutsuzluğun son noktasını, yeryüzünün son felaketini, kendini yağmurun şiddetine bırakmış, korunmak için tek bir hareket yapamayacak kadar yorgun ve bitkin olan bu canlı gibi insanın içine işleyecek kadar etkileyici bir şekilde tasvir edememiştir.“
 

azzura

Perfume Lover
Moderatör
Katılım
20 Haz 2017
Mesajlar
7,390
“...Fakat hiçbir şey, yeryüzündeki hiçbir şey bir insanın çaresizliğini, kendisinden böyle tamamen vazgeçtiğini, canlı bir ölü haline geldiğini bu hareketsizlik kadar sarsıcı bir şekilde ifade edemez. Orada öylece hiç kımıldamadan boşalan yağmurun altında oturuyordu. Ayağa kalkıp birkaç adım ötedeki saçağın altına gidemeyecek kadar, kendi bedenini, kendi canını umursamayacak kadar yorgundu. Hiçbir heykeltıraş, hiçbir şair, ne Michelangelo ne de Dante umutsuzluğun son noktasını, yeryüzünün son felaketini, kendini yağmurun şiddetine bırakmış, korunmak için tek bir hareket yapamayacak kadar yorgun ve bitkin olan bu canlı gibi insanın içine işleyecek kadar etkileyici bir şekilde tasvir edememiştir.“
Yine nefis bir alıntı :)
 
Üst