Köpeğin koku alma yeteneğinin insana kıyasla sonsuz üstünlüğünü düşününce aklıma bir fıkra geldi..
Rakının en keyif verdiği anın gırtlaklan mideye inişi sırasında olduğunu ve hatta erbabının bu sırada rakıyı yutar yutmaz sallanıp yolu uzatmaya çalıştığını söyleyen rakı üstadı anlatıyor .)
Bektaşi bir zürafa görmüş, zürafayı görünce tabi o yolun ne kadar uzun olduğunu da görüyor ve de eksikleniyor, vay anam ne güzel içer bu yav diyor..
Bizimki de o hesap, köpeklerdeki koku yeteneği bende olsa en çok parfümlerde kullanırdım haliyle..
2. bir Jean Baptiste Grenouille vakası gelebilir tabi o zaman :))
(Bilmeyenler ve izlemeyenler için, Patrick Suskind'in aynı adlı romanından beyaz perdeye uyarlanan KOKU filmini şiddetle tavsiye ediyorum.
Dua edin yetkim yok, yoksa foruma üye olma şartlarında 1. maddeye Foruma üye olmak isteyen kişi koku filmini izleyecek diye yazardım .))
.