Güne Şiir Bırak

  • Konbuyu başlatan ukiyo
  • Başlangıç tarihi
U

ukiyo

Misafir
bilmedin ki; ben senin gurbetinde delirmemek için
kalbimin aklıyla ördüğüm bir yıldızlı kubbede yaşadım.

tecellinin içinde ecel durur sevgilim, görmedin mi?

adaletin içinde bir zalim oturur.

Ne yaptınız siz Almila hanım, en sevdiğim şiirlerden biridir. Vakit buldukça YouTube’daki yorumunu da dinlerim. Artık tamamını eklemek farz oldu sizden sonra. Elinize sağlık


Sent from my iPhone using Tapatalk
 
U

ukiyo

Misafir
III
madem arkandan ağlamamı bile çok gördün bana
al bu taşlar senin olsun...
o halde ve bundan böyle
bütün davullar vursun, telleri kopsun sazların
boşluğa bağırsınlar, birlikte;
kan kusacağız.
kan kusacağız.
madem dünya bunca zalim
madem yakışmıyor kalbimize.

bütün davullar gümlesin
boşluktan gelen, boşluğu dolduranı
boşluğa böğüreni
vursunnnn.

bak! nasıl kan kusuyor külde uyuyan
dünya görsün.

VI
ben seni hep sevgilim ben seni hep
yüzünden geçen dalgalardan okudum.
ellerine sevgi okudum gözlerine şefkat okudum
annen seni inkar etmişti
aldım etime dokudum.

V
Yanmamı bekleme benden
Ben ne çok yandım, biliyorsun.
Yanamam ben yanamam
yanamam küllerim uçuyor.
Rüyamda sapladığın jiletler etimde
Kanamıyor acımıyor.
Acımıyor
Bu dünya buz, bu buzzzzz
zzzzzzzzzzzda
Hiçbir şey acımıyor.

Bunlar yalan,
Yalan söylediklerim
Yalan söylediklerin
Bunlar ancak dünyaya yakışıyor.

Küldüm ben zaten
Küldüm zaten küldüm zaaaateeeen
Kalmışsa eğer
Külün içinde şimdi insanım
uyanıyor.

Dünya görsün şimdi.
Bembeyazzzz
dünyaaaaaaaaaaaa
Yoluna baş koyup buzzzdaaaaaaa
Kan kusanı.

VII
Dünya ne ki sevgilim,
Benim sana yaptığım kubbe yanında?
Düşsün, olsun, bırak,
içinde yıldızlar patlıyor.
Kolaydır inanmak kadar inanmamak da.
İster sal kendini dünyaya, ister kal yanımda
Her şeyden öte öyle sevdim ki ben seni
Yoluna baş koymak diyoruz
Biz barbarlar buna.

VIII
Kırdım, evet, o yalan mekânı kırdım
Çıksın diye ortaya
Çırrrrrrrıııllçıpplaaaaaaak:

Sen benim yuvamsın
Yuvanım ben senin.

IX
Beni bilmediğim bir dünyaya attı...

Bir cümlem yok, darrrrğğmadaaaaaaanıım, bundan.

Bir düşümüz vardı, "birlikte yaşamak" koymuştuk adını,
çok acıyor, belki bundan. Aşkî bir cümle mi bekliyorsun benden.
Beklemeeeeeeee.
Mutfakta reçel yapan iki kadın. Kırmızı biberleri filan.
Rüzgâr alan biraz tepe bir yer. Bakınca, iki yandan
uffffffffffffuk filan.
Dünya yuvarlak değil de hafif elipsmiş gibi.
kaldı ki iki kadın, dünyanın yuvarlağını zaten anlamayan.
böyle. kendime inandığım gibi inanmıştım ona da.
aşk olanın ötesinde bir aşktan söz etmek, aaaaaaah
bir inançtı desem.
bu kadar dağılmam kendimi şimdi
bu dünyaya fırlatılmış gibi hissetmem, bundan.
ne söylememi bekliyorsunhava aldıkça sızlayan bir diş var içimde.
susmam bundan, konuşmam bundan.
ben zaten o ilk acıyla ölmediğimde çok gücenmiştim hayata.
insan olmuştum ilk o zaman.
ya da bozmuşlardı ben yenidoğandan.
kendimi acıya teslim ettiğimde hatırladım,
ölünmüyordu, hatırladım.
ölünmüyoooooorrrrrrrrrrrdu.

XI
acı çekerken de adil ol, diyor bana.
adil ol. sen değil misin inanan
hayatın büyük bir kader olduğuna,
kaderi yönlendirmek bile o büyük kader' in
içindedir filllllllllllan.
o yüzden şimdi adil ol.
sus. söyleme böyle şeyler! adil ol.

inanmıyorsun değil mi?
beni bilmediğim bir dünyaya attı,
diyyyyyyyorum.

diyorum ki,
sözde kalır her şey. sözzzzzzzzde kalıyor.
bir de bana adil ol, diyorsun.

X
ey duymayan insanı,
ey hayat dedikleri büyük kusur.
...

ey kimselere değişmediğim
ayrılığın neden bunca ağır?

hani adalet?
bir kasım' dan öteki kasım' a
bir yanım kör bir yanım sağır.
XV
ben başka bir şey olmak istememmm
istemedim başka şey.

sabırla sevgilim sabırla
acılarımız eşitlensin bu şehirde
diye diye.
bu şehirde etten geçip kalbe erişene
dek sabırla. tek, sabırla.

kaç kişi var bu şehirde
ruhunu sana kubbe,
kubbeeeeeeeeeeeeeeeee
etmiş!

XIV
büyük keder içerirmiş, gördüm, anladım
etten geçip aşka varanın sevgisi.
bunun yanında sevgilim bunun yanında
etin ihaneti, kısaca
hiçbir şeydir.

XII
şimdi bir masaldan bir peri
sessizce dinlesin beni,
alsın yorgun başımı

alsın cümlemi
usulca kalbine koysun.

benim cümle taşıyacak halim
yooooooğğğğğğğ.

XXXI
Katlanan, insanın birbirine yapışan yaralarından
bir yuva inşa etmektir aşk da, varla yok arasından
Ve ahşabı kemiren de ahşaba dahildir,
değil dışarıdan.
Beyhude insanın yuva arayışı ama
yine de yuva arar insan.

dışarısı sevgilim, dışarısı senin
kendini sürekli kaçak kılacağın yollardan başka nedir?
yollar ki hep gider, hep yatay.
ah ben bu kubbe fikrine o yüzden
takılmışım; kubbe ki yüzseksen derece bir şey,
büyük bir arzuyla mümkün.
gayret' in bildiğimiz ve unuttuğumuz anlamıyla örülen.

XVI
in ordan, in ordan
innnnnnnnn, diyor bana
zamanın ensesinden.

ay adalet' ten söz eden zalim
şimdi bi dur, düşün:
ev ki, en büyük mahremiyetti
kimdi vuran, kimi, en mahreminden?

XVIII
en acısını sevgilim en acısını
tadayım istedin:

en acısı buydu.

XVII
omurgamı aldın benim.
omurgamı aldın.
omurgamı aldın.
omurgamı.

niye?

XIX
Varla yok arasındayım
Varla yok arasındayım
Hep, varla yok arasındaydım.
Zaten.
Ben bilmedim ki
niye teyelliyim, niye?

Varla yok arasında
Varla yok arasında
Elimde bir kırık testi

Elimde bir kırık testi
Nereye bırakayım!

XX
Gitmek mi yitmektir kalmak mı artık bilmiyorum
yerini yadırgayan eşyalar gibiydim ya ben hep
ve inançlı, gitmenin bir şeyi değiştirmediğine.

bilemem, belki bu yüzden
ben sana yanlış bir yerden edilmiş
bir büyük yemin gibiydim.
beni hep aynı yerimden yaralayan o eve
yine de döneyim döneyim istedim.

XXI
ah benim sesimle
söylesem de, inanmazlar
benzemiyor çünkü bir dile.

döndüğüm, döndüğüm ama döndüğüm
döndüğüm bu sema sensin. dönnnnnnnnn
düğüm.

sen benim kara ömrüme vuran
suyumu harelendiren sevincimdin.

XXXV
onu sevebileceğinin en yücesiyle sevdin.
titreme daha fazla kalbim.

bağışla kendini artık onu da
bırak gitsin.
bırak gitsin.

o senin en ezel gününden kaderin
sen onu nasılsa bin kere daha
seveceksin.

XXII
günler öylece kendi kendine geçsin diye
bir camın arkasında durdum
bana dokunmasın hiçbir şey
hiçbir şey yarama merhem olmasın
iyileşecekse, hiçbir şeysiz iyileşsin diye
bir camın arkasında durup
akan hayata ve zaman baktım.

bilirdim, biliyordum, biliyorum,
bittiğinde, geçtiğinde,
azaldığında sızı, iyileştiğimde,
o saman tadıyla karıştığında;
her şey daha acı olacak.

XXXIII
ne sanıyorsun?
ne sanıyorsun?
benim olan artık
senin de kaderin:

dağbaşı,
oradaki yaralı ıssızlık.

XXIII
biz iyileşmeyiz diyor ilhan
biz iyileşmeyiz bunu bil, diyor.
biliyordum: ağırdı
biliyordum: çok ağrıdı
biliyordum: adım adım
...

ben seninle sevgilim
mutsuz ama bahtiyardım.

XXIV
bir masal
bir taş ağırlığında olabilir mi?
olurmuş meğer.

birlikte bir masala inanmak istedim
ben seninle, sadece bu.
sen beni tek
tek
tek
bıraktın.

benim artık taş taşıyacak,
taş kaldıracak, taş atacak
halim mi var!

XXV
evet kara bir ömür bu benimki.
kara bir toprak.
gerçekle değil, hakikatle değil,
kalbimin aklıyla kurduğum
kara bir ömür.

yalnız değilim, biliyorum
binlercesi var, onbinlercesi vardı.
kara bir ömürle buradan geçen.

sen bundan böyle
gerçeğin yan yana getirilmiş
yamalarıyla yaşayacaksın.
ben çoktan çıvdırılmış bir şeydim
sevgilim.

XXVII
gözlerimde bir çita oturuyor birazdan deppppp
parrrrrrrrrrrrrrrrrr.

içimdeki çilekeş fuji' yi tırmanıyor sana
eski bir mektuptan gözlerime yağma
dünyanın bütün neonları yanıyor sönüyor
ve bir fotoğraf iki jiletle paramparça.

bir su aygırı kadar yaralıyım dünyadan
anlıyor musun?
içimde uzağa bakan bir zürafa var
hayat orda burda her yerde kaynıyor.


birazdan öleceğim, içeceğim su nerde?

XXX
kar şiddetle rüzgârla büyük bir kırgınlıkla
vardı gece yarısı dağlarına. gelemem artık yanına.
ben kaybettiğime ağlayayım sen kaybettiğine ağla

XXVIII
ömrümü adadımdı.
elimden aldığın ve parçaladığın şey bu!
adaletin adını neden anmıyorsun burada da?
o yüzden büyük yaram
o yüzden büyük öfkem
o yüzden dinmiyor
içimde hepsi, hınca hınç.

hıncahıııııııııııınnnnnç.

XXVI
o kadar uzun yol geldik ki seninle
şimdi, sen ayrı ben ayrı olan o yolu
nasıl yürüyeceğiz?

(biz seninle yoldayken
yanımızdan ovalar, ağaçlar; titreşen
rüzgârlar akmıştı. bir yolumuz olduğunu,
yol kazalarını, yol yorgunluğunu
o zamanlar biliyor muyduk?)

XXXII
ömrü gurbette geçenler gibiydim senin yanında
duymadın mı, çok söyledim?
o uzun gurbette,
ben senin "adalet" diye diye nasıl unufak olduğunu
gördüm.
göre göre, duya duya,
yine de bigâne olarak her şeye.

bilmedin ki; ben senin gurbetinde delirmemek için
kalbimin aklıyla ördüğüm bir yıldızlı kubbede
yaşadım.

tecellinin içinde ecel durur sevgilim, görmedin mi?

adaletin içinde bir zalim oturur.

XXIX
sonra, çoook sonra, bu parçaların sonunda
sen beni kızını çok seven
bir anne olarak hatırla.

ben ki hiç kavuşamamıştım sana.

XXXXII
ve huzurla, içerde bir yumuşak ışık
dışarda dağların etrafını saran kızıllık vardı.
durmak için dünyanın dışında iyi bir sebep
ve bir ana enstrüman;
incecik bir müzikle piyanonun tuşlarına vuran.
yüzünde yeryüzünü gördüğüme duyduğum bir şükran.
her şeyin sertliğini gömen ve uyutan bir kış,
sen ki, de ki grand teton' a kar yağdı.
o karın ortasında önümüzden bir nehir
karla karışık akardı.

sarartma beni
sarartma beniiiiiiiiiiiiiiiiiii..sarartma.

XXXXIII
fazla insansın sen sevgilim fazla insan
bir barbarım ben oysa, bir hayvan
dilim bağışlamaktan söz eder benim
seninki adalet ve intikam.

söylemeye gerek var mı sevgilim
söylemeye gerek var mı şimdi
yetiştirdiğim en iyi nişancı vurdu beni
klimanjaro' nun karları sevgilim
klimanjaro' nun karları
innnniiiiiyor aşağı.

XXXIV
birini seviyorsan onu öldürme! demek kolay
oysa her âşık önce kendine sonra yanındakine cellat.
ve aşkta ölümün bir anlamı vardır, görklü kılınan
bozulsun diye im
her ateş önce yanını yoklar sevgilim.

bundan böyle ne vakit bir yangından artakalan
isle kararmış bir şair gölgesi görsen
başıboş, duran, susan, içinden yanan:
ya da bir kızkardeş, ağlayan kekliğine,
uzak ve göğsüne klarnet sesiyle dolaşan.

XXXVI
bunca zaman sonra, neden ona dokunmadığımı
neden çekmediğimi silahlarımı kınından
olanı biteni kalbime koyup kendimi çektiğimi
soruyorsan...
ona dokunmadıysam,

dokunmadıysam tek bir sebepledir...

bir barbar ancak eşitine dokunur.

XXXVII
akan sokaklarda yan yatmış otlara benziyorum
rüzgârla yana savrulan dallara.
aşk için ihanetle vuran aşk aşkm'ola?
ah ciğerimin köşesi, kavrula kavrula
kopuyor gönülbağım, sen bağla.

XXXXI
Bir nefeslik can kalsaydı sana üflerdim canımdan
Diyecekler; çok yüksekti ondaki zindan
Görmeli, eline almalı, sıvazlamıydın, öğretemeden
Yazgına kanat ol kol ol diyemeden ayrı düştüysem senden.
Buna yanarım çok, en çok buna yanarım inan.
Onaramazdım kırdığım yerleri
Onaramazdın kırdığın yerleri

Son bir nefesle sana sarıldımdı.
En acısı buydu.
En acısı buydu.

XXXIX
aşk iki kişi arasında asla eşitlenmeyendir.
ben bir divan şairi değilim ki sevgilim
sana bercesteler düzeyim
yine de giderayak, gözlerine, ellerine, ayaklarına
tutulmuşluğumu herkes bilsin isterim.
ben bu çıldırmış vaktin, ben bu yılan zamanının
paramparça edilmiş şairiyim.ne diyeyim!
yine de içimde, çooook eskiden kalma bir
ya leyl...ya leyyylllllllllle
bir çöl gecesine ismini bırakayım.

XXXVIII
bir dalda iki kiraz gibi
aşk ile öfke arasında
yanayana,
dursun bu aşk. aşk, mola!
ey yaban!
ayaklanacağım
ayaklanacağım!

dizlerimin bağını bağla.

XXXX
sözde kalır sevgilim
sözde kalır bütün sözler
aşk çünkü, aşk çünkü kendine
bir yol, bir ideoloji ister.

bilirim, çöl rüzgârında çalıdır bazı yaşlar.
sen sevgilim ilerde, biraz daha ilerde
bir tarihe başlayacaksın, orası işte
benim tarihimle başlar.

ve say, geriye doğru, tek tek
sende kalsın şimdi al bu taşlar...
 

Tuberose

Eau de Parfum
Katılım
13 Kas 2017
Mesajlar
299
GÜLCE

Uçurumun kenarındayım Hızır
Ulu dilber kalesinin burcunda
Muhteşem belaya nazır
Topuklarım boşluğun avcunda
Derin yar adımı çağırır
Dikildim parmaklarımın ucunda
Bir gamzelik rüzgâr yetecek
Ha itti beni, ha itecek
Uçurumun kenarındayım Hızır
Civan hazır
Divan hazır
Ferman hazır
Kurban hazırUçurumun kenarındayım Hızır
Güzelliğin zulme çaldığı sınır
Başım döner, beynim bulanır
El etmez
Gel etmez
Gülce'm uzaktan dolanır
Uçurumun kenarındayım Hızır
Gülce bir davet
Mecaz değil
Maraz değil
Gülce bir afet
Peri değil
Huri değil
Gülce beyaz sihir
Gülce ölümcül naz
Buram buram zehir
Yar yüzünde infazBir gamzelik rüzgâr yetecek
Ha itti beni, ha itecek
Güzelliğin zulme çaldığı sınır
Uçurumun kenarındayım Hızır
Ben fakir
En hakir
Bin taksir
Ateşten
Kalleşten
Mızrakla gürzden
Dabbetülarz'dan
Deccal’dan, yedi düvelden
Korku nedir bilmeyen ben
Tir tir titriyorum Gülce’den
Ödüm patlıyor Gülce’ye bakmaktan
Nutkum tutuluyor, ürperiyorum
Saniyeler gözlerimde birer can
Her saniyede bir can veriyorum

Ömer Lütfi Mete

 
Son düzenleme:

almıla

Perfume Lover
Katılım
23 Tem 2016
Mesajlar
1,928
Sana gitme demeyeceğim,
Ama gitme Lavinia..
Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim,
İncinirsin.. Yine de sen bilirsin.

Üşüyorsun ceketimi al
Günün en güzel saatleri bunlar
Lavinia yanımda kal.

Sana gitme demeyeceğim,
Ama gitme, Lavinia.
Adını gizleyeceğim
Sen de bilme, Lavinia.

Ezberden yazıyorum sıralama farklı olabilr. normalde sevmem şiirlerin şarkılara uyarlanmasını ama bu istisna
 

Pervane

Pure Parfum
Satış Onaylı
Katılım
16 Kas 2017
Mesajlar
980
Nazlan
Sitem et
Kırıl bana
Beni geç vakit
Tek başıma suya yolla
bahçede yüzünü öteye çevir
Güle hayret ediyormuş gibi yap
Gülümseyerek konuş da başkalarıyla
Somurt avluda sadece ikimiz kalınca
Kızıp en sevecen adımlarla üst kata çık
En sevdiğim çiçeğin saksısı kaysın elinden
Derinleşsin ben içerledikçe ruhumdaki sakarlık

Yamru bastım iş değildi hake çakılmak bayırdan
Dağ sıra dağdı hangi haşin belden yol veresi
Gece hep süzüldü yukarıdan lakayt kehkeşan
Altımda beni hep yutmaya çağladı nehir
Yetişir heceleme(n) sök beni bir kere
En zoruma gideni yap hegame getir
Çel beni tökezlet tuttur çitlere
Ahla istida edecek ahval değil
Kim bana kıymazsan bilebilir
Dünya dedikleri samut küp
Acılar tıkandıkça bende
Hep seni seslendirir

İsmet Özel
 

Pervane

Pure Parfum
Satış Onaylı
Katılım
16 Kas 2017
Mesajlar
980
Bu gecelik bu son olsun.


Göz gördü gönül sevdi seni ey yüzü mâhım
Kurbânın olam var mı benim bunda günâhım

Âşıklığıma şâhid-i âdil mi değildir
Evzâ-i hazînimle garîbâne nigâhım

Memnûn-ı visâl eyle beni gel kereminle
Yansın hased âteşlerine baht-ı siyâhım

Ey seng dil etmez mi senin kalbine te'sîr
hârâları hâkister eden âteş-i âhım

Bir bağrı yanık âşık-ı mihnet-zededir dil
Ağlatma Nahîfî kulunu cevr ile şâhım


1-Ey ay yüzlü sevgili, seni göz gördü, gönül sevdi. Kurbanın olayım benim bunda bir günahım var mı?
2- Benim içler acısı halimle garip bakışım âşıklığıma en sağlam delil değil midir?
3- Gel kereminle vefa göster, beni mutlu kıl. Böylece kara bahtım kıskançlık ateşlerine yansın.
4- Ey taş kalpli! Mermerleri yakıp kül eden âh ateşim senin kalbine etki etmez mi?
5- Sultanım, bağrı yanık üzüntülü bir aşığın olan Nahifi kulunu cevr ile gel ağlatma.
 

ibrahimB.

Perfume Lover
Satış Onaylı
Katılım
26 Ağu 2017
Mesajlar
1,695
Kanla Kirlenmis Evrak

Karanlik sözler yaziyorum hayatim hakkinda.
Asklarim, inançlarim isgal altindadir
tabutumun üstünde zar atiyorlar
cebimdeki adreslerden umut kalmamistir
topraga sokuldugum zaman çapa vuran adamlar
denize yaklasinca kumlar ve çakil taslari
geçmis günlerimi asagilamaktadir.

Karanlik sözler yaziyorum hayatim hakkinda.
Ve rüzgar burusturuyor polis raporlarini
kadinlar fazlasiyla günaha giriyorlar
bazi solgun gömleklerin çözük dügmelerinden
çelik tirpan gibi silkiniyor çocuklar
denizin satirlari arasinda.
Gece arsizca kükrüyor pasli beyninde sehrin
küfre yaklastikça inancim artiyor.

Karanlik sözler yaziyorum hayatim hakkinda
öyle yoruldum ki yoruldum dünyayi tanimaktan
saçlarim çok yoruldu gençlik uykularimda
acilar çekebilecek yasa geldigim zaman
aciyla ugrasacak yerlerimi yok ettim.
Ve simdi birçok sayfasini atlayarak bitirdigim kitabin
basindan baslayabilirim.

İsmet Özel
 

almıla

Perfume Lover
Katılım
23 Tem 2016
Mesajlar
1,928
Geçmeyen bir şey söyle bana ne olur!!

Izdırabın sonu yok sanma, bu alem de geçer,
Ömr-i fani gibidir, gün de geçer, dem de geçer,
Gam karar eyliyemez hande-i hurrem de geçer,
Devr-i şadi de geçer, gussa-i matem de geçer,
Gece gündüz yok olur, an-ı dem adem de geçer...
 
U

ukiyo

Misafir
Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil,
bütün iş Tahirle Zühre olabilmekte
yani yürekte.

Mesela bir barikatta dövüşerek
mesela kuzey kutbunu keşfe giderken
mesela denerken damarlarında bir serumu
ölmek ayıp olur mu?

Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.

Seversin dünyayı doludizgin
ama o bunun farkında değildir
ayrılmak istemezsin dünyadan
ama o senden ayrılacak
yani sen elmayı seviyorsun diye
elmanın da seni sevmesi şart mı?
Yani Tahiri Zühre sevmeseydi artık
yahut hiç sevmeseydi
Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden?

Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

azzura

Perfume Lover
Moderatör
Katılım
20 Haz 2017
Mesajlar
7,637
Sen beni öpersen belki de ben Fransız olurum
Şehre inerim bir sinema yağmura çalar
Otomobil icad olunur Zarifoğlu ölür
Dünyadaki tüm zenciler kırk yaşından büyüktür.
-Senegalliler dahil değil.

Sen beni öpersen belki de bulvarlar iltihablanır
Çağdaş coğrafyalarda üretir cesetlerini siyaset bilimi
O vakit bir sûfiye tül darplarla gebertebilirsin
Hayat bir yanıyla güzeldir canım, sen de güzelsin.
-Yoksa seni rahatsız mı ettim?

Sen beni öpersen belki de aşkımız pratik karşılık bulur
Ne ikna edici bir intihar biçimidir şimdi göz göze gelmek
Elbette ata binmek gibidir seni sevmek sevgilim
Elbette gayet rasyoneldir attan atlamak.
-Freud diye bir şey yoktur!

Sen beni öpersen belki de ben gangsterleşirim
Belki de şair olurum ve seni de aldırırım yanıma
Bilesin;gögsümde hangi yöne açmış tek gülsün
Yani ya bu eller öpülür, ya sen öldürülürsün.
-Haydi iç de çay koyayım.

Ah Muhsin Ünlü
 

asumer

Founder Administrator
Yönetici
Katılım
25 Şub 2015
Mesajlar
1,657
Ilkokul 5 te yazdığım siiri yazayim buraya....

Yeni okul defterinin süslü püslü kabina yapıştırılmış
Cicekli bir etikettir hayat.
Okul bitince defter unutulur bir köşede...


Sene 1993 veya 94
 

taskin_gul

Perfume Lover
Satış Onaylı
Katılım
16 Haz 2016
Mesajlar
1,408
Bedirhan GÖKÇE' den keyifle dinlediğim bir şiir...


Bir yalan uyduruyorum ben kendimce, kendime umutsuzluk, sana umut, yollarıma çaresizlik düşmüş eşkiya
Ben sana zehir zembelek bir suskunluğum, ben sana gözlerinden vurulmuşum
Sana açılan kapıların üzerime kapanan sesinde ben seni değil kendimi kendimi unutmuşum.
Yaraların kanayan damarlarına uykusuz gecelerimden kör sokaklar sürmüşüm,
Ne mutlu bana ne mutlu en çok bir yıldız kayıyor biliyor musun?
Bir dilek tutuyorum işte ellerin oluyor tutunuyorum sana...
Soluksuz bir sokak lambası altında şubata müebbet gözlerimi sunuyorum sana şubata müebbet gözlerimi anlasana anlasana....

CLT-L09 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 

almıla

Perfume Lover
Katılım
23 Tem 2016
Mesajlar
1,928
Bana empati yapma ben küçükken
ben küçükken çok kuş vurdum iyi adam değilim.
Geliştirdiğim duyarlılıkların alayını toplasan
kanadını kanattığım tek bir serçe yavrusunu iyi etmiyor.
Bana saygı soslu veda nutukları atma
sıkıyorsa diş gıcırdatmalarımı taklit et de görelim
Görmüyor musun bir tırnak kendi etini parçalıyor
sen kalkıp beni üzmemekten bahsediyorsun.
bana ders vermeye kalkma ben dersimi
yıllar önce tek başıma çizgi film izlerken aldım.
çünkü annesi çok meşgul olan çocuklar
oturup tek başlarına çizgi film izlerler.
bana empati yapma çünkü annem,
annem empatinin ne olduğunu bilmiyor..

Ali Lidar
 

ibrahimB.

Perfume Lover
Satış Onaylı
Katılım
26 Ağu 2017
Mesajlar
1,695
Düslerimi Size Kapadım

Evrence renklidir gözbebeklerim,
Evrence zengin.
Gökkusagı benim icadım,
Hergün yeniden boyarım.
Her gün yenilenir renklerim.

Her rüzgârda sarsılırım,
Bir yanarım, bir sönerim,
Sonsuz maviliklere tutunurum
Gecemde gündüzümde.
Melekler oksar saçlarımı
Oyuncaklarım tutar elimden.
Misketlerle zengin olurum,
Evren bir misket etmez gözümde.

Demir kanatlı kuslardan
Attıgınız misket degil.
Kızgın çölde unuttunuz,
Tattıgım sey sefkat degil.

Saçlarım petrol yesili,
Gözlerim vaha serinliginde.
Sevmedim bu demir atları.
Sıgmadı yüregime hiçbiri,
içim cennet derinliginde.

Her yerde üstüme yürüyor
Hırslı, hoyrat, kaba ökçeler,
Çiçeklerimi eziyor.
Demir kanatlı kuslar
Benim meleklerime benzemiyor.

Gökkusagınca renkli balonlarıma
Ben tebessümlerimi sakladım.
Sizinkiler ates kusar.
Kollarımı aldınız benden,
Misketlerim yetim kaldı.
Düslerimi size kapadım.

Hayati YAVUZER
 

almıla

Perfume Lover
Katılım
23 Tem 2016
Mesajlar
1,928
...

Bir gün anlarsın hayal kurmayı;
Beklemeyi, ümit etmeyi.
Bir kirli gömlek gibi çıkarıp atasın gelir
Bütün vücudunu saran o korkunç geceyi.
Lanet edersin yaşadığına...
Maziden ne kalmışsa yırtar atarsın.
O zaman bir çiçek büyür kabrimde, kendiliğinden.
Seni sevdiğimi işte o gün anlarsın.

Ümit Yaşar Oğuzcan
 
U

ukiyo

Misafir
upload_2019-4-1_23-34-25.png


Ve ne güzel şey şu kitaplar, bizi yaşamadığımız zamana yolculuk ettiren kitaplar...
 

Ekli dosyalar

  • upload_2019-4-1_23-30-26.png
    upload_2019-4-1_23-30-26.png
    1.8 MB · Görüntüleme: 260

Erkan Ağa

Founder Member
Satış Onaylı
Katılım
10 Mar 2015
Mesajlar
1,797
İlk sevgilimin gülüşüne benzer
Bir Nisan havası değil mi esen?
Zincirlere, kelepçelere inat,
Kanatlarımı açmak zamanıdır;
Allahaısmarladık kaldırımlar.

Giyenler düşünsün dar elbiseyi;
Ölçülü sözü, hesaplı adımı
Ben kurtuldum kafeste kuş olmaktan;
Saltanat sürer gibi uçuyorum,
Erk ağacı gelin olduğu gün.

Hayranım bu şehrin bacalarına.
İrili ufaklı, hep bir ağızdan,
Nasıl derinden gökyüzüne doğru
Bir türkü söylüyorar öyle sessiz!
Dmanı daim olsun güzel baca!

Yuvası saçakta kalan kırlangıç,
Yuvası dallara emanet serçe.
Derken camiler üstünde güvercin,
Minareler katında geçiyorum,
Gökyüzü mahallesi istanbul'un.

Süt beyaz bir martıyım açıklarda.
Gemilere ben yol gösteriyorum,
Buğday ve ilaç yüklü gemilere.
Bir kanat vuruşta bulutlardayım;
Bir süzülüşte vatanım dalgalar!

Erkan Ağa
 

almıla

Perfume Lover
Katılım
23 Tem 2016
Mesajlar
1,928
sen kırıldığın yerden bir kapı araladın bana
bir kapı, ittirsem ardına dek açılacak
lakin kapılar bedene, ruh aldanmışlığa açık
ikisini birden sığdıramam odana
bana zor, sana yazık..
 

Scentless

Extrait de Parfum
Katılım
14 Nis 2017
Mesajlar
397
Güzelleme

Bak bunlar ellerin senin bunlar ayakların
Bunlar o kadar güzel ki artık o kadar olur
Bunlar da saçların işte akşamdan çözülü
Bak bu sensin çocuğum enine boyuna
Bu da yatak olduğuna göre altımızdaki
Sabahlara kadar koynumda yatmışsın
Bak bende yalan yok vallahi billahi
Sen o kadar güzelsin ki artık o kadar olur

İşe bak sen gözlerin de burda
Gözlerinin ucu da burda yaşamaya alışık
İyi ki burda yoksa ben ne yapardım
Bak çocuğum kolların işte çıplak işte
Bak gizlisi saklısı kalmadı günümüzün
Gözlerin sabahın sekizinde bana açık
Ne günah işlediysek yarı yarıya

Sen asıl bunlara bak bunlar dudakların
Bunların konuşması olur öpülmesi olur
Seni usulca öpmüştüm ilk öptüğümde
Vapurdaydık vapur kıyıya gidiyordu
Üç kulaç öteden İstanbul gidiyordu
Uzanmış seni usulca öpmüştüm
Hemen yanımızdan balıklar gidiyordu.
C.S.
 
U

ukiyo

Misafir
upload_2019-4-6_19-52-5.png


Ahmed Arif'in kendi el yazısıyla yazdığı birkaç şiirinin de bulunduğu Leylim Leylim kitabından alıntı yaptım. Kitap Ahmed Arif'in derin bir tutkuyla sevip asla kavuşamadığı Leyla Erbil'e yazdığı mektuplardan oluşuyor. Her bir mektup da aslında şiir tadında...
Eskinin her şeyi güzelmiş, sanırım biz varlıkta şımardık...
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

Scentless

Extrait de Parfum
Katılım
14 Nis 2017
Mesajlar
397
Balzamin

Sen el kadar bir kadınsındır
Sabahlara kadar beyaz ve kirpikli
Bazı ağaçlara kapı komşu
Bazı çiçeklerin andırdığı
İş bu kadarla bitse iyi
Bir insan edinmişsindir kendine
Bir şarkı edinmişsindir, bir umut
Güzelsindir de oldukça, çocuksundur da
Saçlarınla beraber penceredeyken
Besbelli arandığından haberli
Gemiler eskirken, deniz eskirken limanda
Sevgili
C.S.
 
Üst