Güne Şiir Bırak

  • Konbuyu başlatan ukiyo
  • Başlangıç tarihi
U

ukiyo

Misafir
Parfümlerin şiir gibi yorumlandığı bu güzel forumda neden güzel şiirler de olmasın:)

Ben en sevdiklerimden birini bırakarak başlamak istiyorum. Aynı zamanda Volkan Konak’ın şarkılarından biridir.

Sevgilim
Yeşil eriğim benim
Ben içine hapsolmuş çekirdeğinim senin
Hapiste günler ağır geçer diyorlar
Olsun be ben vazgeçtim hürriyetimden
Yeter ki yetim bir çocuk gibi bırakma yüreğimi
Zira sensiz bu can bir yüktür yüreğime
Kaldır öpülesi alnını ve bak bana
Gördün mü gülüm
Bir tek gözlerim değişmedi yine
Bir tek gözlerim
Açılır açılır gözleri gülümün
İçlerinde yeşil çam ağaçları
Uyanışların en tazeleri
Odamızdan geçer gülüm seninle
Feriğim fidanım feryadım
Hey benim zizil parmak memleket gözlüm
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

MD

Founder Administrator
Yönetici
Katılım
16 Mar 2015
Mesajlar
2,286
Ağır başlı kitaplar senin adına
En yiğit besteler seni söyler
Dünyada şarkılar misali yaşayansın sen
Sen insansın, sen insansın iki milyar cansın
Sen insansın hey lilişan sen insansın sen insan
Sen insansın hey lilişan iki milyar cansın.
 

fyodor

Eau de Parfum
Katılım
26 Ara 2016
Mesajlar
340
Şiire diğer yazılı türler kadar düşkünlüğüm yok. Ama bazı eserler farklı oluyor. Mesela aşağıdakini ne zaman okusam kötü oluyorum.

~Desem ki~

Desem ki sen benim için,

Hava kadar lazım,

Ekmek kadar mübarek,

Su gibi aziz bir şeysin,

Nimettensin, nimettensin !

Desem ki,

İnan bana sevgilim inan,

Evimde şenliksin bahçemde bahar,

Ve soframda en eski şarap,

Ben sende yaşıyorum,

Sen bende hüküm sürmektesin,

Bırak ben söyleyeyim güzelliğini,

Rüzgarlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber,

Günlerden sonra bir gün,

Şayet sesimi farkedemezsen,

Rüzgarların, nehirlerin, kuşların sesinden,

Bil ki ölmüşüm,

Fakat yine üzülme müsterih ol,

Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini,

Ve neden sonra,

Tekrar duyduğun gün sesimi gökkubbede,

Hatırla ki mahşer günüdür,

Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.

~ Cahit Sıtkı TARANCI ~



Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
 

Yeftah

Perfume Lover
Satış Onaylı
Katılım
23 Şub 2017
Mesajlar
2,696
Bir arkadaşımın şiir defterinden....

Belirgin Bir Hikaye

En suskun zamanlarda fırtınalar başlarmış
En ölümcül anların mekanıymış geceler
En yakıcı nağmeyi gözyaşları sularmış
Bir bilinmez noktayı kurcalıyor heceler

Tutkunun ateşini üfledikçe söndüren
Gönüllerin gözünü bakışlarla bağlarmış
Kuruyan gönülleri gülistana döndüren
Gül endamlı Sevgili 'sen ' kokulu çağlarmış

Nice asır geçti de sevdan ilk gün gibidir
Aşıklar kervanının değişmeyen durağı
Nefesinle şenlenen dünler bugün gibidir
Sensin öte kokulu yarınların Burağı

Sinelerden çağlayan sevgi bağının gülü
Sana uzanmış duran elimizi çevirme
Sensin nurdan edalı devirlerin sünbülü
Sen diyen hep sen diyen gönlümüzü savurma

Kanatlanmış güvercin, uçucu bir rayiha
Sana doğru yol alan umudumun elçisi
Ve görünmeyen bir el şekil verir sabaha
Sen ey güllerin şahı hak yolunun bekçisi

Susuzluğum sanadır yükselen fizarımla
Seni zikrediyorum ben bu yolsuz gecede
Beni kendimden alan halsiz intizarımla
Bir kördüğüm olmuşum ezeli bilmecede

Çakırkeyf zamanlardan yarınlara süzülen
Serazat hislerimin kan kokulu çilesi
Sessizlikle boğulmuş çığlıklarla yazılan
Umut desenli nurun zulme inen sillesi

Belirgin çizgilerle yazılmış bir hikaye
Susuz çölün uykuya yollar sunan tutkusu
Uzun sıra selviler eksilen bir sermaye
Ve ifritlerle savaşan yiğitlerin utkusu

Çağıldayan su gibi seherlerde çınlayan
Yılan dolu kuyuya atılmış bir güvercin
Ve senin ellerinde geleceği anlayan
Dost eksenli sevdaya daima vuran perçin

Yusuf gibi inleyen kuyuların umudu
Bir rahmet çağlayanı bir şimşek parıltısı
Taşlaşan yüreklerde en son hissin cümudu
Çarpışan hissiyatın ifritten hırıltısı

Sisle kaplı yarına kandilleri fırlatan
Ayışığı hayranı yarasa tabiatlar
Beş kuruşa kendini nefse ebeden satan
Güneşler doğduğunda nefretlerinden çatlar

Şevketli bir devletin en cesur yiğidiydim
Geleceğe taht kuran saltanatım olacak
Bir devrin buluntusu geçmişin yitiğiydim
Sevda sevda kavrulur yanar tüter bu ocak

Neyler gibi demadem inlerim yar üflerse
Beyhude bir çırpınış amansız hastalıktım
Ben yarimi dilerim O yar beni dilerse
Bir hissiz savaş vakti Ona giden çığlıktım

Sallanan bir gül dalı koparılan çiçektim
Yakılan insan na'şı ve savrulan bir umut
Benden kaçan yarına geçmiş okunu çektim
Vurulan geleceğe bugündür ancak tabut

Sıkılan zamanlara gül asrını fırlattım
Yaralı gönül gibi sitem eyledi bana
Ruhta saklı kefeni vuslat vaktinde attım
Ve son bir kez dokundum beni vuran canana

Yalan dolu bir alem gerçek kaynayan mahşer
Hayallerle bunalmış gerçeklerin pazarı
Bir ince his varmış ki yürekleri hep deşer
Geleceği unutmak işte onun mezarı

Unutulmaz izlerle mazi durur karşımda
Ve bir el uzanıyor karanlık geçmişimden
Ve sessizlikler dolu mezar olan başımda
Sana doğru firarım...firarım kaçışımdan

Yangın yeri bu sine yed-i rahmet bekliyor
Upuzun gecelerde gözüm açık uyurum
Dermansız dizlerle bu kölen emekliyor
Ve beni ötelere çekip duran uçurum

Dağılmış parça parça bulut gibi efkarım
Sevgisiz yarınları düşünmek büyük çile
Sözler yetmez bir zaman ben gönlümü yıkarım
Bir daha ebediyen yapılmaz olsa bile

Bitsin şu hayatın dayanılmaz çilesi
Ve göçsün ötelere beni bekleyen kervan
Ayrılsın bedenimden günahlar kafilesi
Ve ruhum bir kez olsun ferih fahur şaduman
 

Yeftah

Perfume Lover
Satış Onaylı
Katılım
23 Şub 2017
Mesajlar
2,696
En sevdiğim şiiri


Vallahi


Sahipsizim bu gece yoksun gene yanımda
Ümitsiz ruhum ile seni bekliyorum...gül!
Tıkanış ve ürperiş sessiz işler kanımda
Yolum uzun gözükür...sensiz viran bu gönül

İsyankar ruhumda son... belki bir başlangıç var
Iskartaya çekilmiş belki en son yiğidim
Elimde bir pasaport ötelere kaçış var
Ahirete müştakım...dünyadan yok ümidim

Sevmedim...sevemedim...ben buralı değilim
Vatanımdan ayrıydım...artık sılaya sefer
Beni bekler ötede infak ettiğim kilim
Benim için çağlasın...bana aksın Nilüfer

Göllere vurgun ruhum sükunu bulacak mı
Akasyalar, söğütler dallarını sarkıtsın
Bir nazlı nehir ruhum ummanı bulacak mı
Ruhuma bin bir dere yüreğini akıtsın

Ben kendimi aşamam...ellerimden tutuver
Susuz bir çöle sefer...kim bilir ne çok hasret
Çöl! Beni alev alev bağrına bas yutuver
Kurtulayım dünyadan...bitsin artık bu gurbet

Sensizliği yaşadım gecede, yolculukta
Sessiz, sakin gemiyim...dalga dalga kederim
İsyanlarda kaviyim çok zayıfım kullukta
En ıssız limanlarla bir yazılmış kaderim

Uçuşan hayallerin kollarında uyudum
Damla damla içime yağmur yağdı eridim
En acı hakikati bir güvercinden duydum
'Sevgi gayrıya haram, ben yalnız O'na verdim'

En gizli umutların dayandığı son nokta
Varlığınla mesrurum, zuhurunla ben varım
Ey varlığın sahibi! Sana erdim bir okta
Güzellik sende yalnız...sanadır intizarım

Akarsular gibiyim...sessiz, sakin inlerim
Kan çanağı gözlerim ay ışığı hayranı
Bir yorgun sabah vakti sessizliği dinlerim
Çekilmiş yüreğime...susmuş kalmış her anı

Damlara konup uçan güvercinler misali
Kıpır kıpır yüreğim, oynar durur yerinde
Ne müthiş nehirlerin denizlerle visali
Dalga dalga çarpışlar özlemle her birinde

İçi kovuk ağaçtan yere düşen her parça
Sanki kalpten düşen kor...bir vuslatın eseri
Toprak olmak yeniden...ve dönüşmek ağaca
Kıvranan ruhum sanki gezip duran serseri

Yol olur emelime, erişilmez günlere
Kızgın çölde kum olmak...yanıp yanıp kavrulmak
Sitemim yarınlara, bugünlere, dünlere
Bir deli rüzgar ile diyar diyar savrulmak

Uçtum...uçtum uzağa...bilmediğim bir yere
Ne bir tatlı güvercin, ne de nazlı bir kuştum
Ayrıldım vatanımdan vuslatımı kim vere
Engel oldum yolcuya yorucu bir yokuştum

Beni ışıtma güneş! Karanlık bana vurgun
Gecenin yüreğinde helecanlı son vuruş
Ben miyim ötelere köhne dünyadan sürgün
Hayatın bir yerinde apansızın bir duruş

İnci gibi parlayan bakışlarda farklılık
Yankılanan her seste o meshur sesi bulmak
Sonsuzluk...hayaliyle olsa bile mutluluk
Bir kapıdan savrulup ötede O'nun olmak

Çırpınıp duran rüzgar bir şey biliyor gibi
Hicranına alıştım, vuslatına yabanım
Evet buldum gerçeği...kimdir Varlık Sahibi
Yalnızca Sen gerçeksin...ben kuyruklu yalanım

Daldan düşen her yaprak bir acının çocuğu
Dağlarda açan çiçek nelere hasret duyar
Bilinmez dünyalara varlığın yolculuğu
Her acıda bir çocuk günahlarını yuyar

Susuz çeşme hasreti beni yakan hasretlik
İçim dolu...akamam...bağlandım bir noktaya
Ağrılı bir sadefim...yüreğimde bin delik
Denizden yansır ahım gökte kıvranan aya

Felek benimle döner...başı bulanmış suyum
Elimde bir ayrılış anının son teması
Kainatın nizamı hüznümle buldu uyum
Yüreğimde Havva'nın o en haram elması

Sesim durgun su gibi titrer her bir gülüşte
Ne mutludur çiçekler her rüzgar esişinde
Bin saadet gizlidir ağlayarak ölüşte
Yüz bin ah var gündüzün geceyi kesişinde

Kıpkızıl afakımın kararttığı o sular
Akar, durur sessizce...halinden memnun gibi
Bilinmez ki dalgalar sahilde ne arzular
Çarpar durur ha bire göğsüne mecnun gibi

Yıldızlar geceleri peçe çeker yüzüne
Arsız arsız peçeyi bazen aralıyorlar
Nice göze bir ışık...bakmaz mısın özüne
Gönüllerin yüzünü nurla hareliyorlar

Akanyıldız sözlerim bir parıldar kaybolur
Söz burcundan görünür...yıldızların dileği
Yüzlerinden okunur...bir meçhulde gayb olur
Esaret zincirinin ölür nazlı meleği

Hilali bekleyenim...her ay umut kapısı
Çekirdeğim toprakta sabırla bekliyorum
Her seslenişte rüzgar yırtılır aşk tapusu
Gönlümde bir fırtına, bin tufan saklıyorum

Yıkılan her bir ağaç 'Bir'e doğru yol alır
En onulmaz yaralar iyileşir bir anda
Kuruyan çaylar bile rahmetle dalgalanır
İsteklerin bittiği o en kudsi mekanda

Beyaz bir sayfa gönlüm karalanmak istiyor
Çaresizlik her yerde istekler sonsuz olmuş
Bin güçlüğün içinde bir saadet yatıyor
Belki en çok hasretle denizdeki tuz dolmuş

Eriyip öyle kalmak asırları bilmeden
Değişken zamanlarda bir sitem edip O'na
Erişmemek sonsuza bir defacık gülmeden
Yaklaşmak bir acının tufanı ile sona

Titreyen bedenlerde en son nöbet göründü
İki deniz bir oldu ve yeniden ayrıldı
Ve gece gündüz ile birbirine büründü
Ve hayırlar şerlerden silkinerek sıyrıldı

Pamuk gibi savruldu devasa dağlar, taşlar
Ve burkuldu yürekler...bayıldı günahkarlar
Hayret dolu şükürle öne eğildi başlar
Ve o gün geldi dendi " Yıkılsın tüm cidarlar..."

Çatır çatır gökyüzü...dökülüverdi sema
Artık hesap vaktidir kurulsun mizan bugün
Daha ölmek yoktur hey...beka bulduk bâdemâ
Sonsuzluk hayalimin gerçekleşeceği gün

Atıp kitap defteri O'na koşacağım ben
Hesap varmış bana ne...benim hesabım O'na
İşte geldim Sahibim...bak şu kalbimde tek sen
Tek Sen varsın diyerek ereceğim en sona

Sende yok olayım ah ne olur beni yok et
Ne Cennet ne Cehennem...gözüm yoktur billahi
Neyleyim hârı-dârı heyhat bulmuşum seni
Seni istiyorum ben...yalnız seni vallahi
 
Son düzenleme:

almıla

Perfume Lover
Katılım
23 Tem 2016
Mesajlar
1,928
Çok güzel başlık sevgili @hypnotic poison formumuzun edebiyat kısmındaki şiir açığını da sizin sayenizde kapatmış olduk. Başlığı izninizle oraya taşıyorum. Severek takip edeceğim kendi adıma.

tumblr_inline_olzpyhVMZN1rwbkre_540.jpg
 
U

ukiyo

Misafir
Çok güzel başlık sevgili @hypnotic poison formumuzun edebiyat kısmındaki şiir açığını da sizin sayenizde kapatmış olduk. Başlığı izninizle oraya taşıyorum. Severek takip edeceğim kendi adıma.

Ekli dosyayı görüntüle 11291
İzin sizin Almila hanım, Edebiyat başlığı dikkatimi çekmemiş, fark etseydim ben de direkt oradan açardım başlığı.
Ayrıca hep birlikte daha ruha dokunan bir forum yapacağımızdan kuşkum yok:)
 

ibrahimB.

Perfume Lover
Satış Onaylı
Katılım
26 Ağu 2017
Mesajlar
1,695
Jazz

Bu vapuru kaçırırsam beni belki de cinnet basar
belki kanser olurum bu yıl sınıfta kalırsam
nöbette uyursam eğer kitaplarımı yakarlar
etimde şirpençe çıkar bu kızı alamazsam
bu işi bitiremezsem şehirden beni kovarlar
izin kağıdım yanar konuşacak olursam
bu senet bankalar kapanmadan
ruhumun rengini kapatmayacak olursa
ölür kuyuya düşen çocuk
çocuğun mercan saati çatlar mutlaka
koşup haber vermeliyim
yetkili memura
bahar geliyor, ilerliyor yeminler
alnımı kapıp getirmeliyim
denizi karşılamaya
kırlangıcın kanadındaki kezzap
leylakta sıkışan buhar için
nabzımı bulmalıyım nerede bulacaksam
nabzımı çünkü ben kasadan fiş alarak
yağmuru, selvileri zor durumda bıraktım
benim yongalarımdan yapıldı bu çelenkler
ben papatyaları şımartmadım diye oldu
Mata Hari'ler casus, Al Capone'lar gangster
inmem gerek gözbebeklerimin altına
beynimin ortasına büzülmeliyim
genşeyip kımıldayabilirim oradan sonra
dum di dum
duridum dubida
kendi kalbimle zamanım arasındaki sarkaç
püskürtüyor beni dünyaya
bırakıyorum zerreciklerime kadar emsin beni
Atlantik ve Pasifik ve beş kıta
koşmam gerek
yetişmem gerek yazgıma
tutmam gerek, sormam gerek, bilmem gerek
esenlemem, kargışlamam, irkitmem gerek niçin
niçin, niçin, niçin
kuyuya düşen çocuk niçin ölmesin

İsmet Özel
 

Erkan Ağa

Founder Member
Satış Onaylı
Katılım
10 Mar 2015
Mesajlar
1,797
Geceleyin karanlıkta
Suya attım ben sesimi
Türkü oldu birdenbire
Denizinden geçen gemi

Geceleyin karanlıkta
Gülümsedim buluta ben
Saçlarına düşen yağmur
Gökkuşağı oldu birden

Geceleyin karanlıkta
Yıldız tuttum gök içinde
Işığını sana vurdu
Bir gül açtı yüreğinde

Erkan Ağa
 
U

ukiyo

Misafir
Giderayak işlerim var bitirilecek,
giderayak.
Ceylanı kurtardım avcının elinden
ama daha baygın yatar ayılamadı.
Kopardım portakalı dalından
ama kabuğu soyulamadı.
Oldum yıldızlarla haşır neşir
ama sayısı bir tamam sayılamadı.
Kuyudan çektim suyu
ama bardaklara konulamadı.
Güller dizildi tepsiye
ama taştan fincan oyulamadı.
Sevdalara doyulamadı.
Giderayak işlerim var bitirilecek,
giderayak.

Nazım Hikmet'in en sevdiğim. şiirlerinden biridir. Şair bu dizelerle ne de naif anlatmış yarım kalmışlıkları.
 
U

ukiyo

Misafir
Jazz

Bu vapuru kaçırırsam beni belki de cinnet basar
belki kanser olurum bu yıl sınıfta kalırsam
nöbette uyursam eğer kitaplarımı yakarlar
etimde şirpençe çıkar bu kızı alamazsam
bu işi bitiremezsem şehirden beni kovarlar
izin kağıdım yanar konuşacak olursam
bu senet bankalar kapanmadan
ruhumun rengini kapatmayacak olursa
ölür kuyuya düşen çocuk
çocuğun mercan saati çatlar mutlaka
koşup haber vermeliyim
yetkili memura
bahar geliyor, ilerliyor yeminler
alnımı kapıp getirmeliyim
denizi karşılamaya
kırlangıcın kanadındaki kezzap
leylakta sıkışan buhar için
nabzımı bulmalıyım nerede bulacaksam
nabzımı çünkü ben kasadan fiş alarak
yağmuru, selvileri zor durumda bıraktım
benim yongalarımdan yapıldı bu çelenkler
ben papatyaları şımartmadım diye oldu
Mata Hari'ler casus, Al Capone'lar gangster
inmem gerek gözbebeklerimin altına
beynimin ortasına büzülmeliyim
genşeyip kımıldayabilirim oradan sonra
dum di dum
duridum dubida
kendi kalbimle zamanım arasındaki sarkaç
püskürtüyor beni dünyaya
bırakıyorum zerreciklerime kadar emsin beni
Atlantik ve Pasifik ve beş kıta
koşmam gerek
yetişmem gerek yazgıma
tutmam gerek, sormam gerek, bilmem gerek
esenlemem, kargışlamam, irkitmem gerek niçin
niçin, niçin, niçin
kuyuya düşen çocuk niçin ölmesin

İsmet Özel

Çok severim bu şiiri, çok güzel bir seçim yapmışsınız, elinize sağlık


Sent from my iPhone using Tapatalk
 

almıla

Perfume Lover
Katılım
23 Tem 2016
Mesajlar
1,928
Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak
Ve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak

Sular sarardı, yüzün perde perde solmakta
Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta

Eğilmiş arza kanar muttasıl kanar güller
Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller
Sular mı yandı neden tunca benziyor mermer?

Bu bir lisân-ı hafidir ki ruha dolmakta
Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta.

Gün ayarken içimden geldi.
 

Erkan Ağa

Founder Member
Satış Onaylı
Katılım
10 Mar 2015
Mesajlar
1,797
Kimseler görmedi Ömür hanım, bu dünyadan ben geçtim. İçimde umudun kırk kilitli sandıkları, elimde bir avuç düş ölüsü yüreğim -içinde senin ve benim ağırlığım- benim olmayan bir garip gülümsemeyle yüzümde, incelik adına, ben geçtim...Yerini bulmamış bir içtenlik, yanılmış bir saygı ve bir hüzün eğrisi olarak ilişkilerin gergefinde, ördüm ömrümün dokusunu ilmek ilmek. Beni cam kı- rıklarıyla anımsasın insanlar, savrulan bir yaprak hüznü ve dağınıklığı ile... Yükümü yanlış bedestanlara çözdüm.
Ezilmiş bir gül hüznü var yüreğimde. Saatlerce dayak yemiş bir sanığın çözülmesi içindeyim. Ürperiyorum. Bir at kestanesi durmadan yaprak döküyor yalnızlığın so- kaklarında, örtüyor ömrümün ilk yazını. İçimde bir çocuk, yalın ayak koşuyor yaşlılığa doğru, binlerce kez yenilmiş umut ölülerini çiğneyerek. Sahi yaşlılık, derin bir iç çekiş, yanılmış bir çocukluk olmasın Ömür hanım?

Erkan Ağa
 

almıla

Perfume Lover
Katılım
23 Tem 2016
Mesajlar
1,928
Kimseler görmedi Ömür hanım, bu dünyadan ben geçtim. İçimde umudun kırk kilitli sandıkları, elimde bir avuç düş ölüsü yüreğim -içinde senin ve benim ağırlığım- benim olmayan bir garip gülümsemeyle yüzümde, incelik adına, ben geçtim...Yerini bulmamış bir içtenlik, yanılmış bir saygı ve bir hüzün eğrisi olarak ilişkilerin gergefinde, ördüm ömrümün dokusunu ilmek ilmek. Beni cam kı- rıklarıyla anımsasın insanlar, savrulan bir yaprak hüznü ve dağınıklığı ile... Yükümü yanlış bedestanlara çözdüm.
Ezilmiş bir gül hüznü var yüreğimde. Saatlerce dayak yemiş bir sanığın çözülmesi içindeyim. Ürperiyorum. Bir at kestanesi durmadan yaprak döküyor yalnızlığın so- kaklarında, örtüyor ömrümün ilk yazını. İçimde bir çocuk, yalın ayak koşuyor yaşlılığa doğru, binlerce kez yenilmiş umut ölülerini çiğneyerek. Sahi yaşlılık, derin bir iç çekiş, yanılmış bir çocukluk olmasın Ömür hanım?

Erkan Ağa

Yeni bir şeyler söyle bana ne olur, yeni bir şeyler. Kurşun aktı kulaklarıma hep aynı sözleri, aynı sesleri duymaktan.
Belirsizlik güzeldir, de örneğin, kesinlik çirkin. Sessizlik sesten -hele de güncel ve kof- her zaman iyidir; düş gücü, iç zenginliği verir insana. Dünyanın usul usul ağaran o puslu sabahları ve günün turuncu tülleriyle örtünen dingin akşamları bu yüzden etkiler bizi, duygulandırır, de.
Anlık izlenimler sürekli görünümlerden her zaman daha güçlü,kalıcı ömürlüdür...
Alışkanlıklar öldürür güzelliğimizi, bizi değişmek çirkinleştirir de.

güz geldi ömür hanım'ın her cümlesi ayrı güzel çünkü kalbi güzel bir insan Şükrü Erbaş :(
 
U

ukiyo

Misafir
"Seni anlatabilmek seni.
İyi çocuklara, kahramanlara.
Seni anlatabilmek seni,
Namussuza, halden bilmeze,
Kahpe yalana.

Ardarda kaç zemheri,
Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu.
Dışarda gürül gürül akan bir dünya...
Bir ben uyumadım,
Kaç leylim bahar,
Hasretinden prangalar eskittim.
Saçlarına kan gülleri takayım,
Bir o yana,
Bir bu yana...

Seni bağırabilsem seni,
Dipsiz kuyulara,
Akan yıldıza,
Bir kibrit çöpüne varana,
Okyanusun en ıssız dalgasına
Düşmüş bir kibrit çöpüne.

Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin,
Yitirmiş öpücükleri,
Payı yok, apansız inen akşamlardan,
Bir kadeh, bir cıgara, dalıp gidene,
Seni anlatabilsem seni..."

Ve şair çok sevdiğim şu dizelerle sonlandırır şiirini;

"Yokluğun cehennemin öbür adıdır,
Üşüyorum, kapama gözlerini..."
 

asumer

Founder Administrator
Yönetici
Katılım
25 Şub 2015
Mesajlar
1,657
"Seni anlatabilmek seni.
İyi çocuklara, kahramanlara.
Seni anlatabilmek seni,
Namussuza, halden bilmeze,
Kahpe yalana.

Ardarda kaç zemheri,
Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu.
Dışarda gürül gürül akan bir dünya...
Bir ben uyumadım,
Kaç leylim bahar,
Hasretinden prangalar eskittim.
Saçlarına kan gülleri takayım,
Bir o yana,
Bir bu yana...

Seni bağırabilsem seni,
Dipsiz kuyulara,
Akan yıldıza,
Bir kibrit çöpüne varana,
Okyanusun en ıssız dalgasına
Düşmüş bir kibrit çöpüne.

Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin,
Yitirmiş öpücükleri,
Payı yok, apansız inen akşamlardan,
Bir kadeh, bir cıgara, dalıp gidene,
Seni anlatabilsem seni..."

Ve şair çok sevdiğim şu dizelerle sonlandırır şiirini;

"Yokluğun cehennemin öbür adıdır,
Üşüyorum, kapama gözlerini..."
Bir ufka vardık ki artık
Yalnız değiliz sevgilim.
Gerçi gece uzun,
Gece karanlık
Ama bütün korkulardan uzak.
Bir sevdadır böylesine yaşamak,
Tek başına
Ölüme bir soluk kala,
Tek başına
Zindanda yatarken bile,
Asla yalnız kalmamak...


Ahmed arif


Ellerinize saglik ahmed arif ile gulumsettiginiz için de teşekkürler
 

taskin_gul

Perfume Lover
Satış Onaylı
Katılım
16 Haz 2016
Mesajlar
1,408
Bir ufka vardık ki artık
Yalnız değiliz sevgilim.
Gerçi gece uzun,
Gece karanlık
Ama bütün korkulardan uzak.
Bir sevdadır böylesine yaşamak,
Tek başına
Ölüme bir soluk kala,
Tek başına
Zindanda yatarken bile,
Asla yalnız kalmamak...


Ahmed arif


Ellerinize saglik ahmed arif ile gulumsettiginiz için de teşekkürler
Ahmet ARİF ten açıldıysa konu baska bir saheserinide ben bırakayım...


İçim, bir suskunsa tekin mi ola?
O Malta bıçağı,kınsız,uyanık,
Ve genç bir mısradır Filinta endam... Neden, neden alnındaki yıkkınlık, Bakışlarındaki öldüren buğu?
Kaç yol ağlamaklı oluyorum geceleri... Nasıl da almış aklımı,
Sürmüş, filiz vermiş içimde sevdan,
Dost, düşman söz eder kendi kavlince, Kınanmak, yiğit başına.
Bu, ne ayıp, ne de yasak,
Öylece bir gerçek, kendi halinde,
Belki, yaşamama sebep...
Evet, ağlamaklı oluyorum, demdir bu. Hani, kurşun sıksan geçmez geceden, Anlatamam, nasıl ıssız, nasıl karanlık...
Ve zehir - zıkkım cıgaram.
Gene bir cehennem var.

Ahmet ARİF

CLT-L09 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 

Erkan Ağa

Founder Member
Satış Onaylı
Katılım
10 Mar 2015
Mesajlar
1,797
Senin dudakların pembe
Ellerin beyaz,
Al tut ellerimi bebek
Tut biraz!

Benim doğduğum köylerde
Ceviz ağaçları yoktu,
Ben bu yüzden serinliğe hasretim
Okşa biraz!

Benim doğduğum köylerde
Buğday tarlaları yoktu,
Dağıt saçlarını bebek
Savur biraz!

Benim doğduğum köyleri
Akşamları eşkıyalar basardı.
Ben bu yüzden yalnızlığı hiç sevmem
Konuş biraz!

Benim doğduğum köylerde
Şimal rüzgarları eserdi,
Ve bu yüzden dudaklarım çatlaktır
Öp biraz!

Sen Türkiye gibi aydınlık ve güzelsin!
Benim doğduğum köyler de güzeldi,
Sen de anlat doğduğun yerleri,
Anlat biraz



Erkan Ağa
 

Erkan Ağa

Founder Member
Satış Onaylı
Katılım
10 Mar 2015
Mesajlar
1,797
Yaşamak güzel şey doğrusu
üstelik hava da güzelse
hele gücün kuvvetin yerindeyse
elin ekmek tutmuşsa bir de
hele tertemizse gönlün
hele kar gibiyse alnın
yani kendinden korkmuyorsan
kimseden korkmuyorsan dünyada
iyi günler bekliyorsan hele
iyi günlere inanıyorsan
üstelik hava da güzelse
Yaşamak güzel şey,
Çok güzel şey doğrusu!


Erkan Ağa
 

almıla

Perfume Lover
Katılım
23 Tem 2016
Mesajlar
1,928
bilmedin ki; ben senin gurbetinde delirmemek için
kalbimin aklıyla ördüğüm bir yıldızlı kubbede yaşadım.

tecellinin içinde ecel durur sevgilim, görmedin mi?

adaletin içinde bir zalim oturur.
 
Üst