Bugün Hangi Parfümü Denediniz?

Ü

Üye silindi 2804

Misafir
Nicolai new york intense. Denediğim en iyi fougerelerdem biri oldu. Normalde fouegerlerdeki aşırı yeşillikten hoşlanmıyorum veya lavantanın çok fazla kokuyu domine etmesi ve buram buram lavanta koklamaktan ama ny intnse bçyle değil. Başlangıcı citrus ile başlıyor limon ve arkasından gelen lavanta. Daha sonra lavanta biraz daha ön plana çıkıyor hafif yeşil bir koku ile birlikte ama bu yoğun değil çünkü arka planda bir karanlıklık var işte bu karanlıkta civetten kaynaklanıyor ve civet yavaş yavaş gün yüzüne çıkıyor ve kokuya çok farklı bir karakter katıyor. Ben çok beğendim.
 
Ü

Üye silindi 2804

Misafir
Bentler for men intense dekant alarak deneme fırsatı buldum ama beklediğimi bulamadım. Galiba ben beklentimi çok yüksek tutmuşum genel olarak youtubeda yabancı pardüm sayfalarının da çok beğendiği bir parfüm ve niş kalitesinde olduğu söyleniyor fakat maalesef koku karakteri niş olsada kalite ve yoğunluk sıradan bir parfümün seviyesinde büyük beklentilerle dekant alınca bana çok seyrek geldi. Daha yoğun olsaymış çok güzel bir parfüm olurmuş ama o zamanda bu fiyatta olmazdı heralde yurtdışında millet 20-30 dolara alıyor bunu :)
 
Ü

Üye silindi 2804

Misafir
Frank Muller Aeternitas denedim. kokunun hikayesi çok ilgi çekici olsa da maalesef kokunun hem açılışında bulunan hem de sonuna kadar eşlik eden kiraz notası ilgi çekici değil. ağrı kesici şurup veya şekerli sakız gibi kokan bir vişne. Ben beğenemedim
 
Ü

Üye silindi 2804

Misafir
Bugün creed green irish tweed deneme fırsatı buldum. David of cool watera gerçekten çok benziyor :) cool waterın koku karakterini çok beğendğim için bunuda çok beğendim. Açılışta ve 20 dakika sonrasında hafif farklılıklar mevcut fakat karakter aynı. Bir süre sonra koku birebir oldu. 2-3 saat uzun süreli kalıcılık için o kadar para vermek mi yoksa davidoff u yanında dolaştırmak mı konusunda kararsızım :)
 

PerpetualBurn

Eau de Parfum
Katılım
8 Eyl 2017
Mesajlar
305
Sammarco Vitrum

İğne yapraklar, sakızsı reçineler, köri baharatları, çıra ile yakılmaya uğraşılan kömürler ve ilginç bir şekilde asitli mentollü fazlaca ferah citruslar ile pek rastlanmayacak türden bir açılış yapıyor Vitrum. Bunlara ek olarak ardıç benzeri zeytinyağlı, bitkisel bir profili de var. Çok kısa süre sonra tabandan yükselen ve ufak çaplı bir ozon etkisi yaratan tuzlu adaçayı tütsüsüyle; çıra ile yanmakta olan kömürler nihayetinde köze evriliyor. Bayağı bildiğiniz Incendo gibi köz kokuyor Vitrum’ da bu kademeden sonra, evet. Şu anda oluşan profili tanımlamak çok zor. Yayılımda közlü, dumanlı, kasvetli bir yapı mevcutken; içine girdiğinizde Lush Breath of God’ daki okaliptüs benzeri oldukça ferah, taze, mint vetiver havası burada da mevcut. Hatta daha da içerisinde parlak asitli citruslar fazlasıyla net. Noir Reminiscence de olduğu gibi içinize çektikçe farklı karaktere dönüşen bir koku Vitrum. Açılışından etkilenmemek mümkün değil açıkçası. Hiç havası olmamasına rağmen kapalı bir havada çamlık bir alana mangala gitmişsiniz, fakat ateşi yakmayı bilen kimse yok. Çıra kömür az gelmiş, çevreden gazete çer çöp, çam dalları falan ne bulmuşsanız basmışsınız mangalın haznesine, yakmışsınız. Kontrol altına alamamışsınız ateşi; zeytinyağı, kekik, karabiber ile marine ettiğiniz pişireceğiniz her neyse yatıyor kenarda. Siz de çamların arasından kapalı bulutlu gökyüzüne yükselen gri-siyah dumanları izliyorsunuz arkadaşlarınızla.

Kuruduğunda ise oldukça tatlı, hafif derili issi ama fazlasıyla canlı kök vetiver alttan beslendiği tuzlu tütsü dumanı ile keyiflik balzamik bir profile bürünüyor. Hatta neredeyse Guerlain Vetiver kadar canlı bir vetiver profili hakim. Parlak Vetiver formu da çok uzun sürmüyor; açılıştaki kadar olmasa da daha nemli, isli, hafif küflü, bitki sulu bir vetiver profiline evrilip pek de fazla değişmeden düşük yayılımını uzun süre sürdürüyor. En son hali ile Cale Fragranze Mistero’ nun ilk yirmi dakikasına oldukça paralel olduğunu da söyleyebilirim.

Vitrum: oldukça farklı bir şekilde başlayıp; sık rastladığımız balzamik, kasvetli vetiver yorumlarına dönüşüyor. Yine de ilk yirmi dakikası ile kesinlikle denenmesi gereken bir iş. Daha önce sadece Boadicea the Victorious Provocative’ de rastladığım; unlu, kekikli, karabiberli, sumaklı enterasan şekilde fujer hissi yaratan baharat kullanımını yine Provocative’ de olduğu gibi fazlasıyla ilginç ve ilgi çekici buldum. Bu arada Provocative’ deki baharatları kremalı mantar çorbasına benzetmiştim, umarım onun hakkında da bir şeyler gevelerim yakın vakitte. Dekant kapağından da Soivohle Underworld’ ün aynısı sanmıştım, ama ilk on saniye dışında pek de bir alakaları yokmuş. Neyse, Vitrum sonuç olarak ne piştiği belli olmayan bir mangal etkinliği kokusu artık benim için, benzersiz bir yirmi dakika geçirmek isteyen herkese de tavsiye ederim.
 

mlsbrn

Eau de Cologne
Katılım
21 Ara 2019
Mesajlar
53
Kilian sth extreme:Koku olarak normalinden daha fazla rom olmasina ragmen yinede performans konusunda tatmin edici degil.
Kilian noir aphrodisiac :azicik boozy bir cikolatali koku olarak tanimlayabilirim.Koku kaliteli ama performans yine tatmin etmiyor.
Tiziana terenzi orion: Daha once ayakustu deneyip cok bir sey anlayamamistim.Detayli inceledikten sonra orion koku kalitesi olarak ust duzey olsada, koku guzelligi olarak diger alternatiflerine gore bir tik altta bence.
Tiziana terenzi casanova : tam bir genel begeni kokusu,siseli olarak alcagimi dusunmuyorum ama kor alis alan birini tatmin edecegini dusunuyorum.Wow dedirtmesede gecer not aldi.
Blend oud zanzibar: erba puranin biraz torpulenmis,o saldirgan yapisi biraz geriye atilmis hali gibi.Acilisi neredeyse birebir kokuyor diyebilirim.
Xerjoff italica: cok begendigim bir gurme oldu,hatta son zamanlarda denedigim beni sasirtan nadir kokulardan.Serideki liranin bence daha uzerinde olmasi gerekiyor,gercekten cok kaliteli.Ben daha cok sutlu kurabiye hissi aldim.
Ajmal amber wood: beni gercekten sasirtan bir koku oldu.Markaya biraz arabik bakiyordum ama koku guzelligi olarak beni vurdu desem yeridir.Siseli olarak denk gelirsem mutlaka alacagim.Orta notalarinda biraz blessed barakayada benzettim.
Teo cabanel barkhane: Cok begenemedim.Sevdigim tarzda bir koku olmadi,biraz arabik geldi bana.
Creed spice and wood: Daha once denemistim ama detayli inceleyememistim.Gercekten cok klas ve elegant bir koku.Malesef performans kotu.Siseli denk gelirsem kokusu icin alacaklarimdan.
Guerlain angelique noir: Acilisinda angelique notasi asiri sert,ilk kokladiginizda cogu kisi begenmeyecektir.Devamida bir o kadar ayarinda tatlilikta ve guzel.Guerlainin exclusive serisinden deneyipte begenmedigim olmadi.Sanirim hepsini koleksiyona katacagim.
Laurent mazzone veleno dore:Tek kelimeyle muazzam.Piyasadaki cogu kokudan siyrilan bir basyapit olmus.O hafif tatli visne akoru gercekten parfume cekiyor.Listemin on siralarina girdi.
Bentley for men intense: Cok sevemedim.Cok sert alkol veya icki aurasi var.Koku designer kalitesine gore basarili.

 

exelance

Eau de Parfum
Katılım
26 Tem 2020
Mesajlar
277
Atelier rebul da İstanbul için costume national homme klonu diyebiliriz çok benziyor fiyat farkı çok yok CN alırdım herhalde.
Atelier rebul 1895 için de hermes un jardin en mediteraneaye benzediği söyleniyor fakat denemedim. :)
Hermes un jardin mediterraine %90 benziyor ama koku cok kuru yani öyle bir yapısı varki havanın kuruduğunu hissediyorsunuz ve rahatsız ediyor hiç bir yumusaklık yok kokuda.kalıcılığı ve farkedilirliği yok denecek kadar az
 

Swann

Perfume Lover
Satış Onaylı
Katılım
17 Ağu 2020
Mesajlar
1,210
Bugün ikinci kez Chanel Gabrielle’yi test ettim lakin bir türlü eklesem mi eklemesem mi emin olamıyorum koleksiyonuma. Temiz bir koku diyebilirim ilk aldığım nota sümbülteber biraz prada la femme’yi andırıyor kurumaya yakın allure gibi turunç notalara bürünüyor... Olivier Polge imiş arkasındaki isim bu arada. Tamamen kuruduğunda ise çok üzülerek belirtmeliyim ki greyfurt gibi kokuyorum. :)
 

PerpetualBurn

Eau de Parfum
Katılım
8 Eyl 2017
Mesajlar
305
Yves Saint Laurent Opium for Women Vintage

Kirli karanfil çiçeği, çiğ ekşi asidik citruslar, aldehidik çiçek yaprakları ve tozlu buğulu silik sulu meyveler ile nefis bir açılış yapıyor Opium. Citruslar için; eski kafa asidik maskülen bergamottan ve tatlı portakal kabuklarından bahsedebiliriz. Karanfil çiçeği yine her zamanki gibi oldukça maskülen ve kirli herbal, yeşil çiçek sapı gibi bir formda. Aldehidik çiçekler arasında ise rastlanabilecek en güzel yaseminlerden birini kokluyoruz; pudralı, yumuşakça ve pamukçuklu yapısı ile çiçek yapraklarının kadife dokusunu andıran yaseminin biraz indolik karakterini de yakalamak mümkün. Yasemin yanında bu kadife çiçek yaprağı profilini güçlendiren hafif indolik, ballıca bir sümbülteberden de bahsedebilirim. Meyveler ise oldukça buğulu ve silik. Biraz Mitsouko’ vari tozlu şeftaliden bahsetmek mümkün, fakat Opium meyveleri o kadar karanlık değiller, hatta derinlikli çiçek katmanının bir parçası bile olabilirler. Bunların yanında; köşelerinde sert dönemeçler olan cam bardaklar gibi enterasan kristalize bir yapısı da var Opium’ un.

Pamukçuklu çiçek yaprakları tene çekilirken; karanfil ve tarçın gibi sıcak, kuru, tatlı dolgun dumanlı baharatlar ile derinleşiyor; anasonlu dumanlı bir profile geçiliyor. Baharatları ısıtan metalik reçinelerle yanan bir parlak tatlı sandal tütsüsü var ki muhtemeşem. Chamade ekollerinde ya da Carven Monsieur’ de görebileceğiniz bir sandal tütsüsü bu; ufak bir duman bulutu loopu yaratıyor, solumaya çalıştığınız baharatların üzerini örten ufak bir duman bulutu. Yaseminin yumuşak aldehidik yapısınında gövdeye yaptığı kremsi dokunuş ile Opium’ un meşhur vanilyası oluşmuş oluyor. Tekil olarak bir Vanilya algılanamıyor; Yasemin temelinde toplanan yan oyuncularla dışı serin içi sıcak; dumanlı, anasonlu, ambersi transparan bir Vanilya akoru oluşuyor ve bu Vanilya akoru da Opium’ un karşılığı oluyor. Silinmeye başladıkça yavaşça hissedilen sıcak misk ve artık tamamen indolik olarak çöken yasemin ile biraz hayvansal ve sabunsu bir formda No5’ vari aldehidik bir yapıda Opium tenden ayrılıyor.

Opium Yasemin’ in 10 Numaralı takım formasını giydiği ve baştan sona tüm tarafları beslediği, efsaneleşmiş nefis bir oryantal. Must de Cariter’ e ve onun bağlamında Obsession’ a, Scherrer 2’ ye ve yine onun bağlamında Balenciaga Talisman’ a bir şekilde Opium’ un önayak olduğunu düşünüyorum. Oldukça feminen çiçeksi yönleri olsa da; açılışındaki maskülen herbal ve citruslu yönü ile drydowndaki hayvansal ve indolik nüansları ile günümüz maskülenlerine kuşkusuz taş çıkarır. Soğuk havalar dışında değil giymeyi, denemeyi bile aklınızdan geçirmeyin. Opium bana kristal cam bardaklar, aynalarla örülmüş duvarlar ve o aynalar üzerinden üflenen beyaz dumanlar gibi anlamsız, soyutça şeyler çağrıştırdı. İstediğini çağrıştırabilir, gerçekten kafası nefis bir koku Opium.

 
Son düzenleme:

PerpetualBurn

Eau de Parfum
Katılım
8 Eyl 2017
Mesajlar
305
Chanel Coco Parfum Vintage

Tütsülü karanlık baharatlar ve pudralı-sabunsu oldukça katmanlı sıcacık nefis bir gül ile tokatlı bir giriş yapıyor Coco Chanel. Baharatlar için karanfil ve tarçından sözedebiliriz. Özellikle karanlık karanfili tecrübe ettiğim en iyi karanfil; tütsülü bir formda kupkuru, kesik kesik ve dumanlı mür gibi, biraz da yanık bir profili var, aynı zamanda fazlasıyla canlı, parlak ve tatlı. Pomegranate Noir’ daki karanfili örnek verebilirim benzer form olarak; fakat Coco Chanel’ deki karanfilli baharat akoru onlarca gömlek üstte kalır. Gül ise Coco Chanel’ in başrol oyuncusu, ama genelde köşelerde yayılım gösteriyor. Bazen sabunsu bir formda gül suyu, gül kurusu gibi davranırken bazen de pudralı, yine barındırdığı karanfil gibi kuru ve dumansı bir forma geçebiliyor. Gül ile birlikte yağlı, köksü, şeffaf süsen gölgesi de hissediyorum, fakat bunun gülün katmanlarından birisi olması da muhtemel.

Kısa bir süre sonra karanlık tütsülü baharatlar ve çeşitli reçine dumanları ile birlikte nefis bir amber akoru yükseliyor ve Coco Chanel’ in balzamik evrimi tamamlanmış oluyor. Reçine hissinin yükselmesi ile iyice ısınan, hatta artık fokurdayan sıcak gül ile sarılı amber akoru, içinde fazlasıyla maskülen deri parçaları barındırıyor. Bu karanlık, ağır amber akorunun altında ezilen, reçinelerle pastörize olmuş öyle bir kirli indolik Yasemin var ki tek başına ayrı bir parfüm bile olabilir bu kısım. Bu kısmın adı Aeon 001 bile olabilir hatta.

Beş dakika kadar bir süre bile geçirseniz neden efsaneleştiğini rahatlıkla anlayabileceğiniz, keyfi doruklara çıkaran inanılmaz bir oryantal Coco Chanel. Coco’ nun ten üzerinde tam anlamıyla kimliğini kazanması ile oluşan değişken gülün; sıcak pudralı yapısı ile ruja, daha dumanlı soyutça yapısı ile ruj izine, genel yayılımı itibari ile de şaraba dönüşebildiğini deneyimleyebiliyorsunuz. Hatta geçen haftalar hakkında yazdığım Eldo Putain des Palaces’ ın ilham perisinin de Coco Chanel olması pek muhtemel. Ysl Opium ile Coco Chanel arasında Yasemin ve Dumanlı Reçineli profilleri üzerinden ufak bir bağ yakalamak da pek mümkün, fakat genel profil itibariyle oldukça farklı kokular. Evet, Coco Chanel; parfüm sanatı üzerinden şehvet olgusunun ve “bir femme fatale nasıl kokar” ın mihenk taşlarından. Şarap kadehleri ile ışıldayan dumanlı bir gecenin ardından ten üzerinde kalmış, gizlenmek isteyen bir ruj lekesi ya da yüksek kaliteli bir oryantal olarak değerlendirebiliriz Coco Chanel’ i. Ben Coco Chanel’ i en sevdiğim kadın parfümü olarak zihnimin raflarına kaldırıyorum ve şu soruyu soruyorum: “Bu parfüm ise, öncekiler?”

 

Swann

Perfume Lover
Satış Onaylı
Katılım
17 Ağu 2020
Mesajlar
1,210
Nomade Absolu
Açıkçası Chloe ile pek anlaşamadık şimdiye dek ancak Nomade’nin normal versiyonunu da çok beğeniyorum; bunu ise aşırı beğendim... Buradaki meyve kullanımı ‘mirabelle eriği’ ile mugler womanity’de kullanılan ‘incir’ aynı gibi; bağırmayan inceden inceye hissettiğim bir tatlılık. Tersi bir örnek: m.jacobs decadence’de kullanılan meyve ‘erik’ baya bağırıyor ve beni rahatsız ediyor açıkçası...
Kokusu hiç rahatsız etmeyen, tüm notaları gayet güzel dengelenmiş ki işin içine meşe yosunu girince bunu yapmak zordur ancak ne tatlı ne tuzlu diyebileceğim nötr bir yapı oluşan tablo... Bence otuz üstü kadınlara uygun değil; hafif kaçacağından... Mutlaka şans verin derim, huzur veren bir koku!
 

PerpetualBurn

Eau de Parfum
Katılım
8 Eyl 2017
Mesajlar
305
Le Galion Sortilege Vintage

BBD3C8BB-D0DC-42C2-82ED-8FCE60CB0206.jpeg


Tozlu, pudralı, sabunsu tertemiz bir çiçek buketi ile esintili, bol aldehitli bir başlangıç yapıyor. Aldehit tabanına dahil; hafif tatlı bir gül suyu ve şeffaf meyve hissi yaratan melankolikçe bir süsen gölgesi de izleyebiliyoruz. Genel aldehit yapısı fazlasıyla Eski No 5 benzeri Sortilege’ in, hatta direkt olarak o ekolden geliyor. Gülün sıcak tatlı misksi yönü ile yumuşacık, pamuk şeker kıvamında soyutça sıcak bir tatlılık var ki pek keyifli.

Pudralı aldehit düzlemindeki sabun hissi artarken tabanda kremalı, hafif civetsi kirlilikte nefis bir misk düzlemi oluşuyor. Bahsettiğim misk düzlemi üzerinde samansı, buruk papatya izleri var, ki Miss Dior’ daki fazlaca beğendiğim kuru deri akorunun anımsamalarını da yapabiliyor bu birliktelik. Kurumada çöken aldehit buketinin içinden sıyrılan bakır tel kirliliğinde sakızsı yasemin, yine Ysl Opium üzerinden bahsettiğim sandal dumanı, ve yine az önce bahsettiğim misk düzlemi hafif benzoin sıcaklığında bir araya gelerek güzelce bir odunsu vanilya akoru oluşturuyor. Yine Vanilya’ da Eski No 5 ve Baghari(Güncel)’ de olduğu gibi kremalı ve sakızsı, dolgun, ve hala aldehidik. Diplerde civet-meseyosunu işbirliği tarzı yine No 5’ de olduğu gibi Chypre yönler de bazen görebilmek mümkün, ama belli belirsiz. Yine de koku genelinde genel bir meşeyosunu-civet hissi olduğunu söyleyebilirim Sortilege’ de.

Sortilege, No 5 den izler taşıyan, hatta neredeyse aynı izleri taşıyan güzel bir koleksiyonluk. No 5 kadar derin nüanslar barındırmasa da; ekolü en güzel ve en minimalize şekilde temsil eden üyelerden. Ayrıca; zamana direnip bugünlere gelebilmiş şişeleri ile de zaman makinesi vasfı da taşıyor; hatta sizi sadece şişesiyle bile alıp 40’ lara olmasa da en azından geçmişte bir yerlere götürüyor. Bundan dolayı ben de güzel şişesinin fotoğrafını çekmiş bulundum. Sortilege bana şişesi ile; babannemle çocukken misafirliğe gittiğim evlerdeki koyu yeşil kristal vazoları ve anlamsız bir şekilde kabak tatlısını çağrıştırıyor. Kokusu değil, şişesi. Gerçi benzer bulguları No 5 ve Baghari ile de yaşıyorum. Tuhaftır ki aralarında Baghariden hoşlanmıyorum sadece. Kabak tatlısını da babannem ve askeriye dışında hiçbir yerde yemedim bu arada. Teşekkürler Sortilege.

EE4E4CAE-52A7-4174-B316-37522DA2513D.jpeg
 

Swann

Perfume Lover
Satış Onaylı
Katılım
17 Ağu 2020
Mesajlar
1,210
Le Galion Sortilege Vintage

Ekli dosyayı görüntüle 15072

Tozlu, pudralı, sabunsu tertemiz bir çiçek buketi ile esintili, bol aldehitli bir başlangıç yapıyor. Aldehit tabanına dahil; hafif tatlı bir gül suyu ve şeffaf meyve hissi yaratan melankolikçe bir süsen gölgesi de izleyebiliyoruz. Genel aldehit yapısı fazlasıyla Eski No 5 benzeri Sortilege’ in, hatta direkt olarak o ekolden geliyor. Gülün sıcak tatlı misksi yönü ile yumuşacık, pamuk şeker kıvamında soyutça sıcak bir tatlılık var ki pek keyifli.

Pudralı aldehit düzlemindeki sabun hissi artarken tabanda kremalı, hafif civetsi kirlilikte nefis bir misk düzlemi oluşuyor. Bahsettiğim misk düzlemi üzerinde samansı, buruk papatya izleri var, ki Miss Dior’ daki fazlaca beğendiğim kuru deri akorunun anımsamalarını da yapabiliyor bu birliktelik. Kurumada çöken aldehit buketinin içinden sıyrılan bakır tel kirliliğinde sakızsı yasemin, yine Ysl Opium üzerinden bahsettiğim sandal dumanı, ve yine az önce bahsettiğim misk düzlemi hafif benzoin sıcaklığında bir araya gelerek güzelce bir odunsu vanilya akoru oluşturuyor. Yine Vanilya’ da Eski No 5 ve Baghari(Güncel)’ de olduğu gibi kremalı ve sakızsı, dolgun, ve hala aldehidik. Diplerde civet-meseyosunu işbirliği tarzı yine No 5’ de olduğu gibi Chypre yönler de bazen görebilmek mümkün, ama belli belirsiz. Yine de koku genelinde genel bir meşeyosunu-civet hissi olduğunu söyleyebilirim Sortilege’ de.

Sortilege, No 5 den izler taşıyan, hatta neredeyse aynı izleri taşıyan güzel bir koleksiyonluk. No 5 kadar derin nüanslar barındırmasa da; ekolü en güzel ve en minimalize şekilde temsil eden üyelerden. Ayrıca; zamana direnip bugünlere gelebilmiş şişeleri ile de zaman makinesi vasfı da taşıyor; hatta sizi sadece şişesiyle bile alıp 40’ lara olmasa da en azından geçmişte bir yerlere götürüyor. Bundan dolayı ben de güzel şişesinin fotoğrafını çekmiş bulundum. Sortilege bana şişesi ile; babannemle çocukken misafirliğe gittiğim evlerdeki koyu yeşil kristal vazoları ve anlamsız bir şekilde kabak tatlısını çağrıştırıyor. Kokusu değil, şişesi. Gerçi benzer bulguları No 5 ve Baghari ile de yaşıyorum. Tuhaftır ki aralarında Baghariden hoşlanmıyorum sadece. Kabak tatlısını da babannem ve askeriye dışında hiçbir yerde yemedim bu arada. Teşekkürler Sortilege.

Ekli dosyayı görüntüle 15073

Şarkı? Unuttunuz sanırım, severek okuyorum.. Foti sanat eseri kıvamında da, e bi de şarkı neredeee? :D


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
 

PerpetualBurn

Eau de Parfum
Katılım
8 Eyl 2017
Mesajlar
305
Şarkı? Unuttunuz sanırım, severek okuyorum.. Foti sanat eseri kıvamında da, e bi de şarkı neredeee? :D


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Aslında her yazımın sonuna parça koymuyorum. Benim için çok özel bir yer edinenlere ve kokuyu denediğimde direkt olarak aklıma bende yeri olan bir albüm ya da albüm kapağı düşüren kokular için şarkı ekliyorum :) Sortilege’ de tabii ki bende yerini buldu; fakat bazı kokular genel bir müzik janrı dışında albüm fikri aklıma getirmiyor maalesef. Mesela Ysl Opium için yazarken vanilyası gibi dumanlı, metalik, kristalize bir albüm aramıştım. Dumanlı bir şeyler de aranıyorsa Progresif Rock, Jazz Fusion gibi türler çözüm ortağıdır. Camel severek dinlediğim bir grup, ama paylaştığım parçanın bulunduğu albümü daha önce dinlememiştim. Arşivi kurcalarken bu albümün 77 çıkışlı olduğunu görünce (Opium’ da 77 çıkışlı) ve albüm kapağı renkleri de tutunca, bir de funk etkisi de Opium’ u yakalayınca bu kokunun parçası o olmuş oldu benim için :) Sortilege’ i yazarken de arka plan oluşturması açısından klasik bir caz albümü dinlemiştim. Bu seferlik onu paylaşayım sizinle, ilginize çok teşekkür ederim :)


sondaki resim o kadar zarif ki, dikkatli bakarsanız derinden gelen bir nağme duyabilirsiniz. Bu da sessizliğin şarkısı olsun
😁
Ahah 😂 ne desem, çok teşekkürler Said Hocam 😂
 

Kemküm

Eau de Toilette
Katılım
11 Şub 2020
Mesajlar
105
Salvatore Ferragamo F black
Ysl la nuit de l homme a benzerliği çok söyleniyordu. Parfümü denedim fakat la nuiti koklayalı çok oldu anımsayamadım. İlk alıma gelen ise Dior Sauvage benzerliği oldu sanırım karabiberden dolayı.Maskülen ve beğenilecek bir koku olduğunu düşünüyorum.
 

PerpetualBurn

Eau de Parfum
Katılım
8 Eyl 2017
Mesajlar
305
Guerlain Chamade Extrait

Pudralı çiçek yaprakları, sapları ve meyveleri, kırlar çimler böcekler ile canlı, enerjik bir aldehit patlamasıyla açılıyor Chamade. Kremsi tatlı yumuşak dokusu ile sümbül taneleri ve kirli, sapsı, köpüksü yasemin biraz daha ön planda canlı çiçek buketimiz içinde. Yine sabunsu yönü ile sulu ve serin formda aldehit yapısını sarıp farklı renk tonları katan nefis bir gül de var. Çiçek yapraklarının dokusu oldukça katmanlı; şeftali gibi tozlu, saydam meyve anımsamaları da fazlaca mevcut.

Aldehit patlamasının biraz dinmesiyle karanfil tarzı tatlı, ferah geniz yakan taze baharatlar kıvılcımı ile detaylanıyor; ve bir polen sürüsünü de bünyesine katmış oluyor. Bu aşamada oluşup yok olan, loop halinde nefis bir sabunsu pudralı sandal bulutu da açığa çıkıyor. Ferah Karanfil ve şerbetsi Benzoin ile ısınıp daha kremsi, dolgun, sıcak balzamik bir gövdeye geçiliyor. Kireçlenen yaseminin daha herbal, indolik davrandığı bu evrede köksü, topraksı, biraz yağlı, yeni kaplanmış defter kokusuyla nefis bir süsen kökü hissediliyor. Tüm bunların bir araya gelmesiyle oluşan benzoin sıcaklığındaki odunsu vanilya ve tatlı, kök vetiver ile balzamik şekilde sonlanıyor.

Evet, Chamade’ i üç ayrı katmanı üzerinden okuyabiliriz sanırım: Kremsi Aldehit Sarmalının bulunduğu en üst katman; gel-git halindeki sandal esintisinin bulunduğu bir alt katman; çaysı herbal dokuyu oluşturan indolik yaseminin ve yağlı topraksı süsen kökünün bulunduğu en alt katman. Aslında özetle; parlak bir gökyüzü ile başlayıp oluşumunu yeni tamamlayan çiçeklere ve meyvelere uğruyor, arada bir esen ılık esintisi ile mevsim polenlerini üzerinize üflüyor ve yüzeysel bir kök, toprak ilişkisi ile noktalanıyor. Yeşiller üzerinde otururken rastgele elinize aldığınız bir çiçeğin sapının suyunu çıkarttığınızda elinize bulaşan kokuyu simüle eden inanılmaz bir yasemin de barındırıyor ayrıca. Biraz klişe olacak; ama çok net bir bahar tasviri Chamade. Chamade’ in Edt versiyonunu da denemiştim, fakat Extrait olanı bambaşka bir dünya. Bu arada deneyimlediğim en pozitif koku Chamade, hatta edt versiyonunu anosmi olduğum zaman kullanıyordum. İlginç bir şekilde duyularım tekrar açılıyordu. Şifalı bu Chamade.

 
Son düzenleme:

PerpetualBurn

Eau de Parfum
Katılım
8 Eyl 2017
Mesajlar
305
Parfum d’ Hermes Saf Parfüm

Chamade benzeri bahar aldehitleri ile açılıyor. Yine Chamade’ de olduğu gibi taze sümbül taneleri biraz daha ön planda. Sabunsuluğu daha düşük Parfum d’ Hermes’ in, bir de Chamade aldehitlerine oranla daha sıcak bir yapıda olduğunu söyleyebilirim. Çiçek yapraklarından gelen şeftali, armut gibi meyvemsi detaylara ek olarak da gözenekli turunç kabuklarından bahsedebiliriz Parfum d’ Hermes için. Yani özetle, biraz daha sıcak ve citruslu bir tavrı var Parfum d’ Hermes’ in. Çok süre geçmeden oldukça sıcak bir Gül hissediliyor. Chamade’ deki soğuk ve sabunsu Gül Suyuna oranla; Ylang Ylang benzeri kirli ve sıcak çiçekler, benzoin tipi reçineler ve şerbetsi karanfil bezeli pamuk şeker tatlılığında ve pudralığında daha oryantal sıcak bir Gül.

Bir süre daha sonra puslu güzel bir süsen ve nefis bir sandal tütsüsü soluyoruz. Chamade’ de bahsettiğim ılık bahar esintisini yaratan sandalın biraz farklısı. Burada esinti değil de; metalik, gri ufak bir duman, is bulutu serpiştiriyor araya. Oldukça vanilik tatlılıkta, biraz da sabunsu bu sandal tütsüsü. Süsen de, pamuk şeker kıvamındaki gül yapısının üzerini örtüyor; hafif rujlu bir pudra hissiyatı çıkartıyor ortaya. Parfum d’ Hermes’ in bu evresinde ambersi, balzamik lezzetli mum gibi bir vanilya deneyimliyoruz, dumanı da tüten mum gibi bir vanilya.

Kurumada reçine hissi fazlaca artıyor, Oryantal bir amber kokusuna dönüşüyor Parfum d’ Hermes. Chamade’ e benzer olarak yağlı süsen kökü ve nemli vetiver burada da mevcut, fakat altyapı daha reçineli. Micallef Gaiac ile fazlaca benzeşiyor hatta kurumadaki hali. Bir de buralarda bir yerlerde güzelce indolik bir yasemin olacaktı, ama maalesef bu ikinci denememde rastlaşamadık. Muhtemelen sürerek denediğim için dozajlama faktöründen kaynaklı.

Parfum d’ Hermes, Chamade’ i temel alıp; daha balzamik, oryantal bir şekilde yorumluyor. Chamade renk olarak yeşili, beyazı ve griyi temel alırken Parfum d’ Hermes; beyazı, griyi, pembeyi ve siyahı temel alıyor. Carven Monsieur’ deki pek sevdiğim sandal dumanına daha yakın bulduğum için Parfum d’ Hermes’ in beni yakaladığını söyleyebilirim, ama adres çiçekler olduğunda; kesinlikle Chamade’ in çiçekleri çok daha güçlü. Parfum d’ Hermes bana karanlık bir odada yanan, çevreye yaydığı sarımtırak ışığı ile aşağı doğru akmakta olan kendi bedenindeki detaylara gölgelerle dikkat çeken bir mumu hatırlattı 🕯 Kaliteli bir şeyler denemek isteyen herkese öneriyorum.

 

PerpetualBurn

Eau de Parfum
Katılım
8 Eyl 2017
Mesajlar
305
Miss Dior EDT Vintage

Sabunsu aldehit zinciri, eski usul asitli tozlu meyveler ve kabukları ile, hem oldukça temiz hem de kirli zıtlıklar barındıran güzel bir açılış yapıyor Miss Dior. Aldehit yapısı Sortilege ve No 5 ile oldukça yakın; kirli, dolgun, sabunsu ve hafif misk kremalı. Aldehit düzlemi içinde yeşil, bitki sulu, yosunlu ince bir kirli herbal yapı da mevcut. Kısa bir süre sonra şipre dokunun asıl kaynağı; kirli katransı yapısıyla genel sabunsu dokuya tezat oluşturan güzel bir civet hissediliyor. Bu aşamada Lanvin My Sin, Revlon Intimate gibi aldehitli şipre klasikler ile oldukça benzeşiyor Miss Dior, fakat katranlı civet dokusu onlar kadar yoğun değil.

Kurumuş buruşuk, samansı ağaç dallarını ya da benzer içi boş bitki saplarını anımsatan koyu, kapalı, toprağa yakın kirli bir süsen hissediliyor. Sabunsuluğun ince kirli bir dumana dönüşmesine güzel bir önayak oluyor bu samansı süsen. Kuruma devam ettikçe tabandaki şipremsi misk düzlemi üzerinden; kupkuru samansı tütün tozları, kuru otlar barındıran kimyonvari kurulukta, ince bir dumansılığa sahip enterasan bir deri akoru oluşuyor. Yeni açılmış sigara paketine, kurumuş çay poşetine de benzeyen bu deri akoru aynı zamanda acı, kurumuş topraklı bir o kadar ilgi çekici bir paçuli ile destekleniyor ayrıca.

Miss Dior; başlangıcı ve sonu arasında hiçbir benzerlik taşımayan, türünün ekolleri arasında gezinen ayarsız bir şipre, hatta şimdilik tanıdığım en ayarsız ve en benzersiz şipre olduğunu da söyleyebilirim. Hdp 1740, Fumerie Turque, PdE Fougere Bengale/Tabac Tabou, Par Amour Pour Lui gibi samansı tütün, ölmezotu, kumarin hissi barındıran kuru tütün seyrini sevenler için Miss Dior’ un enterasan bir keşif olacağını düşünüyorum. Ayrıca parfümörü Jean Carles; parfümleri koku ailelerine ayıran, notalar arasında belli bir matematik ilişkisi üzerinden metod yaratan ilk parfümörmüş. Hatta sektördeki son zamanlarında Anozmi oluyor; hiç koku alamadan, yarattığı metod üzerinden ve denemelerinde yanına oğlunu alarak Miss Dior’ u yapıyor. Yani bu halıyı dokuyan kör olmuş, ama ortaya çıkan şey; benzersiz.

 

yasin koc

Pure Parfum
Satış Onaylı
Katılım
9 Şub 2018
Mesajlar
736
Dün Beymen de 5 adet Roja Dove denedim. Kağıda sıktırıp eve getirdim gece sürekli baktım kokulara. Kısaca şöyle diyebilirim. Hepsini beğendim fakat Musk Oud ile Amber Oud çok yoğun geldi bana vede oud kullanımı bir hayli zorladı beni kalite hissiyatı çok çok iyi ama yine de Reckless 9/10 , Elysium 9 / 10 ve Britannia 9/10 sırasıyla almak istediğim Roja parfümleri arasındalar. Birtek @azzura Kürşat hocamın tavsiye ettiği Danger'ı deneyemedim ellerinde tester yoktu o içimde uhde olarak kaldı. Ama stoklarında mevcut belki gidip bir kör alış yapabilirim.
 

PerpetualBurn

Eau de Parfum
Katılım
8 Eyl 2017
Mesajlar
305
Ensar Oud No: 1

Acı, asitli çiçeklerle birlikte; fazlaca yağlı ve kaygan hissettiren, tabaklanmış tipte harika bir deri akoru ile açılıyor. Buğulu, çamurlu bir kirlilik barındıran deri tabakası altında ezilen çiçekler arasında kremsi yapısı ve buruk samansı kumarin hissi ile lavanta biraz daha ön planda. Mevcut deri akoru kısa bir süre sonra sıcak reçineler ile preslenmiş ve yine reçine kirliliğinde indolik yasemin ile destekleniyor. Yasemin’ in kirli aldehidik yapısı ile eski tip aldehitli derilere dönüşüyor bu noktada No 1, hatta yüksek çözünürlüklü bir yorumu da diyebiliriz galiba. Reçineler arasında Frederic Malle Dawn’ da olduğu gibi; endüstriyel yağlara da benzeyen keskin dumanlı profili ile yine Günlük Yağı bolca mevcut. Ortaya çıkan deri akoru ise sytraxlı derilerde olduğu gibi kaygan, pürüzsüz ve saydam; fakat fazlaca güçlü bir deri, hatta kokladığım en deri koku olduğunu söyleyebilirim No:1’ in.

Çiçeklerin düşmesiyle birlikte hafif boozy, tatlıca, bir piponun tütün haznesine benzeyen küllüklü tütün ve pankek kıvamında kremsi lezzetli bir vanilya beliriyor. Bu noktada oluşan deri akoru oldukça odunsu, hatta direkt işlenmiş odun hissi taşıyor. Artık çok hissedilmeyen, aralardan sızıntı şeklinde algılanan indolik yasemin ile pastorize olan reçineler ise bu noktada boya vurulmuş bir yüzey hissi yaratmakta. Vücuttan ayrılırken de; deri hissini kaybetmeden acı kızıl toprak tadında nefis bir ambergris bırakıyor.

Aldehidik çiçekler ve deri ile başlayıp, tütünlü deriye, oradan da ambergrisli çamurlu deriye dönüşerek dönüşümünü tamamlayan, ama aslında pek de dönüşmeyen, oldukça yüksek frekanslı baştan sona kaliteli bir deri işi No: 1. Yoğun ve sert deri yapısı ile aklımda oluşturduğu renk kızıla çalan bir kahverengi. No 1 aklımda; kahverengi duvar kağıtları ile çevrili, bazı bölümleri pürüzsüz bir deri ile kaplı ahşap sandalyeleri ve bu sandalyelerin oda arkadaşı olabilecek maundan bir masayı ve yine bu maun masa üzerinde konumlanabilecek yine maun rengi bir pipoyu taşıyan bir görseli canlandırdı. Üstelik bu mobilya ekibi henüz yeni olsa gerek ki cila kokuları, birkaç saat önce sönmüş, fakat henüz tam tahliye olamamış pipo dumanı ile odayı doldurmakta. Ellerine sağlık Ensar Emmi, yemek çok güzel olmuş.

 
Son düzenleme:

fragranceholic

Extrait de Parfum
Satış Onaylı
Yasaklandı
Katılım
10 Eyl 2019
Mesajlar
418
Bugün Zorlu Center'da bulunan Beymen mağazasına uğradım ve Parfums De Marly' nin yeni kokularından biri Oajan'ı deneme imkanı buldum. Oajan çok fazla değişime uğramadan, baskın şekildeki tarçının etrafında dönen tatlı baharatlardan oluşuyor. Hermessence serisinden Ambre Narguile'ye inanılmaz şekilde benziyor; ancak Oajan çok daha yoğun, kalıcı ve farkedilir bir parfüm.
Bu bilgilendirme güzel oldu denenmesi gerekenler listeme ekleyeyim :)
 

Ozfragrance

Pure Parfum
Satış Onaylı
Katılım
26 Nis 2018
Mesajlar
1,008
Acqua di Parma Note di Colonia III acilisi cok ferah yapiyor sonrasinda Bvlgari man in black'e cok benziyor kalicilik adp ortalamasina gore cok iyi.Etiketini hakeden bir parfum degil.

RNE-L01 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 

PerpetualBurn

Eau de Parfum
Katılım
8 Eyl 2017
Mesajlar
305
Lanvin Eau My Sin Vintage

Çiğ, yeşil yabani otlar ve oldukça canlı, asidik karakterli bir bergamot patlaması ile başlıyor My Sin. Çok süre geçeden tozlu ve misk kremsiliğinde pudralı aldehitler ile kasvete boğuluyor. Aldehit tipi olarak yine No 5 ekolüne yakın olduğunu söyleyebilirim My Sin’ in; fakat misk yönü ile Coty Chypre’ ye de çok yakın. Hatta ikisinin melezi gibi bir şey de diyebiliriz. Kısa bir süre sonra My Sin’ in direkt kendisi olan; kömür gibi simsiyah, hafif sıcak hayvansal kirli bir tavırda, biraz toprak gübre çağrışımları da yapan, hafiften yosunlarla sarılı katranlı Civetini soluyorsunuz. Bu noktada My Sin’ in hem sabunsu hem de fazlaca kirli olduğu tezatlı yapısı da oluşmuş oluyor. Toprak bağ bahçe işleriyle uğraştıktan sonra kalıp sabunla elinizi yıkadığınızdaki his olarak da özetleyebilirim; kirli, tensel ve aynı zamanda temiz.

Kurumaya doğru bu iki zıt yapının arasına örtü olarak çekilen Coty Chypre usulü serin süsen ile hafif makyajlı, melankolik, feminen bir yön de gösterip; pudralı güllü, misksi vanilyalı, daha sıcak baharatlı, balzamik bir düzleme geçiliyor. Civet temelli yağlı, yanık misk-deri akoru her zamanki yerinde, hatta Miss Dior’ daki kuru samansı deri akoru ile de benzeşiyor bu son kısımda.

Lanvin My Sin, Chypre türünün kuşkusuz en temel üyelerinden. Eldo Rien, Rogue Chypre Siam gibilerin varlığının temel sebeplerinden de birisi aynı zamanda, hatta Kouros’ un babannesi ya da dedesi olarak da görülebilir. Sadece tek bir kez deneyip dolabımın derinliklerine hapsettiğim Coty Chypre dekantım için ulaşılabilir bir alternatif bulduğumdan yere göğe sığdıramıyorum Lanvin My Sin’ i. Fujerler yeşilin biraz daha aydınlık, canlı yönü ile uğraşırken Chypreler biraz daha; yeşilin karanlığını, soğuğunu vurgular benim görüşümce. Bundan sebep ki Chypreler bana Noir Film çağrışımı yapar. Özellikle My Sin bana, The Woman in the Window’ dan bir sahne hatırlattı: Filmin başrolü sayın doçentimiz R.W tanıştığı hayallerinin kadını Alice’ in belalı sevgilisini nefsi müdafaa durumunda öldürüyor ve o cesetten birlikte kurtulmaya çalışıyorlar. R.W cesedi arabasına alıyor. Fazlaca yağmurlu bir havada şehirden epey uzakta tenha ormanlık bir alan buluyor. Uzun uzun yabani otlar, yaşlı ağaçlar ile çevrelenmiş bu alana ölü bedeni bırakıyor. Yağmur kaynaklı vıcık vıcık çamur olmuş zemine de ayakkabı izini ve lastik izlerini de bırakmayı ihmal etmiyor. My Sin’ e geri dönersek; Serin, puslu ve sisli havaları simüle eden ve aynı zamanda çürümüş, ölü çiçeklere de dokunan aldehitli yapısıyla bahsettiğim sahnenin havasını, kirli tensel dokulu civeti ile de soğuk toprağı ve üzerinde yatmakta olan ölü bedeni ile bağdaştırdığımı söyleyebilirim. Aslında özetle; Chamade için Doğayı, Baharı simüle ettiğini söylemiştim, My Sin’ in de biraz daha soğuk mevsimleri, toprağın ve yeşilin soğuğunu, vücut üzerinden anlattığını söyleyebilirim. Bu arada My Sin’ de doğal civet kullanıldığı söyleniyor, söylentilere kulak asmayın, zaten kullandığınızda hiçbirine ihtiyacınız kalmayacak. Civet101.

 
Üst